10 Nisan 2010 Cumartesi

Helal seks shop açıldı

AMSTERDAM - Hollanda'da Müslümanlara helal seks ürünleri satan, online bir seks shop açıldı.
Harem-selamlık uygulamasının geçerli olduğu siteye erkekler sağ, kadınlarsa sol tarafta bulunan linke tıklayarak giriyor.
Açıldığı gün 70 bin kişinin Alışveriş yaptığı açıklanan ‘El Asira’ (Toplum) adlı alışveriş sitesinin kurucusu 29 yaşındaki Abdülaziz Aouragh, mağazalarındaki tüm ürünlerin helal olduğunu, vibratör, porno Film gibi ürünler satmadıklarını söylüyor.
Satılanların büyük bölümünü Masaj yağları, iç çamaşırları gibi daha ‘makul’ erotik ürünler oluşturuyor.
KADINLAR BİRLİĞİ RAHATSIZ Hz. Muhammed’in cinsel birleşmeyle ilgili sözleri olduğunu ve İslam’ın helal olduğu müddetçe cinselliği yücelttiğini söyleyen Aouragh, özellikle Cezayir ve Tunuslu çiftlerin siteden alışveriş yaptığını anlatıyor.
Hollanda Müslüman Kadınlar Birliği El Nisa’nın Başkanı Leyla Çakır ise fikirden hoşlanmadığını belirtiyor. Çakır, "Bu bizim içinde olmak istemediğimiz bir konu” diyor.
Cezayir kökenli Aouragh, cinselliği güzelleştirmek için kullanılacak ürünlerin çiftlerin mutluluğunu artıracağını söylüyor ve bu görüşünü Hollanda’da yaşayan İslam büyüklerinin sözlerine dayandırıyor.
Helal seks shop açıldı

Buz odada zor gece

LOFOTEN ADALARI/JUKKASJARVI - “Skol” yani Norveççe “şerefe” diyerek kadehlerimizi tokuştururken, İstanbul’da kurulan Magic Ice Müzesi’nin fikir babası Odd Roar Olsen bize dönerek gülümsedi ve, “Hayatınızda hiç yaşamadığınız deneyimler edineceksiniz” dedi. Söyledikleri kesinlikle doğruydu.
Soğuktan her fırsatta kaçan ben İstanbul'da kurulacak Buz Müzesi vesilesi ile bir gün içinde kendimi Norveç’in kuzeyinde, kutup çizgisinin 200 kilometre ötesinde karlar altındaki Lofoten Adaları’nda bulmuştum. Norveç ve İsveç'i kapsayan bir gezi ile, hem Buz Otel'i hem de Buz Müzesi'nde sergilencek eşyaların yapımında kullanılan buz hasadını gözlemleyecektim.
İstanbul’da baharı beklerken, bünyeye sağ gösterip sol çakarak, yeniden kar pantolonu ve kar botlarıma sarılmıştım. Okyanus kıyısındaki evlerin penceresinden baktığımda suyun, karın ve İstanbul’da asla göremeyeceğim kadar mavi bir gökyüzünün birbirini tamamladığı tabloyla büyülendim. İçimden, “sıcak iklimlerin ötesinde de güzel köşeler varmış dünyada” diye geçirdim.
VİKİNGLERLE TANIŞIYORUZ... ilk gece, Mortsund’un en eski lokantasında bizim için özel bir yemek ayarlanmıştı. Deniz ürünleriyle arası olmayan ben, bu konuda da yanılmıştım. Dünyanın en lezzetli balıkları burada pişiriliyor olmalıydı. Geceyi deniz evlerinde geçirdikten sonra, sabah, elimizde fotoğraf makineleriyle alabildiğine kar ve okyanus resimleri çekmek için mücadelemiz, bizi bekleyen Viking gemisi için yola çıkmamız gerektiği çağrısıyla yarım kaldı. İlk durağımız Norveç’in en ünlü balıkçı köyü olan Henningsver’di.
Vikinglerin bundan 1130 yıl önce Lofoten Adaları’ndan yola çıkıp İstanbul’a ulaştıklarına inanılıyor. Magic Ice müzesinin açılış töreni için de amaç yine Vikingleri İstanbul’a getirmek. Tabii, yolculuk bugünün olanakları kullanılarak çok daha hızlı ve rahat yapılacak. Günümüzde gerçek Viking bulmaya imkan olmasa da köyde Viking kültürü öyle güzel yaşatılıyor ki, "Acaba yanılıyor muyum?" diye düşünüyorum. Gerçek bir Viking gemisinin üçte biri boyutundaki bir gemiyle yola çıkıyoruz. Viking Şefi Halvdan da bizimle... Soğuk müthiş, rüzgar bıçak gibi kesiyor yüzümüzü. Tulumlarımız bizi koruyor, üstelik suya düşersek batmamızı önlüyorlar. Neyse ki kimse düşmüyor denize.
KADIN ELİ DEĞERSE, AĞ TEKRAR ÖRÜLÜRMÜŞViking gemisiyle Henningsver civarında turluyoruz. Tayfa keyifli, yelkenler açılıyor, bağırış Kıyamet, şarkılar söyleniyor. Norveçli balıkçıların şarkılarında sürekli “sex” ve “sexy” sözcüklerini seçiyorum. Zaten cinsiyetçi bir durum mevcut. Eskiden balıkçılar, ağlarına kadın eli değecek olsa o ağı tekrar örerlermiş. Ayrıca teknede lastik bot giymek, sırt çantası taşımak da geleneklere aykırı. Amaç karadan tamamen kopmak. Bir kez tekneye binip balığa çıkan bir denizcinin illa ki büyük bir balık tutması gerekiyor; aksi halde balıkçının cinsel hayatının sönük(!) olduğu düşünülüyor... İşte, Norveçli dostlarımız, karla kaplı kıyıları, küçük, renkli balıkçı evlerini izlerken bu ilginç bilgileri aktarıyor bize. Balık tutmayı deniyoruz ama hava şartları kötü, üstelik yine yemeğe davetliyiz, vazgeçiyoruz.
Buz odada zor gece

Lordlar 1915 i tartıştı

LONDRA - İngiltere Parlamentosu'nun üst kanadı olan Lordlar Kamarası'nda, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının dün bir oturumda tartışıldığı öğrenildi.
Yaklaşık 1 saatlik oturumda konuya ilişkin çeşitli görüşler dile getirildi. Lordlar Kamarası üyesi Barones Cox'un önerisiyle yapılan tartışmada, karşılıklı tezlerin savunulduğu kaydedildi.
Sadece tartışma niteliği taşıyan Lordlar Kamarası'ndaki toplantının ardından herhangi bir tasarı, öneri ya da rapor yayımlanmadı.
Barones Cox, daha önce de İngiliz makamlarından çeşitli yollarla 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını tanımasını istemesiyle biliniyor.
Lordlar 1915'i tartıştı

Sırbistan: Srebrenitsa için özür dileriz

SARAYBOSNA - Sırbistan meclisi, Bosna savaşında Srebrenitsa'da Sırpların yaptığı katliamı kınadı.
Sırp parlamentosunun kabul ettiği tasarı, kurbanların ailelerine başsağlığı diliyor ve onlardan özür diliyor.
Katliamın vahametini yıllardır görmemezlikten gelen Sırp meclisi, iktidardaki koalisyon partilerince desteklenen karar tasarısını dün gece kabul etti. Mecliste hazır bulunan 173 milletvekilinden 127'sinin oyuyla kabul edilen karar metninde, 1995 yılında Srebrenitsa'da 8 bin Boşnak'ın öldürülmesi kınanıyor, kurbanların ailelerinden özür dileniyor.
Metinde, "Sırbistan meclisi, Uluslararası Adalet Divanı'nın da tespit ettiği gibi, 1995 yılı Temmuzu'nda Srebrenitsa'da Boşnak halkına karşı işlenen suçu var gücüyle kınar" ifadesi kullanıldı.
Metinde soykırım kelimesine yer verilmedi. Ancak BM, Srebrenitsa katliamını soykırım olarak nitelemişti.
Oylamadan sonra konuşan hükümet yetkilisi Nenad Canak, "Bu bildiri sadece başlangıç, zira yüzleşmemiz gereken geçmişin sorunlarının sadece bir kısmına ilişkin..." dedi ve yakın geçmişi yeniden yazma sürecinin uzun ve acılı olacağını belirtti.
İLGİLİ HABER
Srebrenitsa mağdurlarına bir kötü haber
MLADİÇ YARGILANMALI Karar metninde, eski Yugoslavya için kurulan uluslararası mahkemeyle işbirliğinin sürdürüleceği de belirtildi ve Srebrenitsa'da Sırp kuvvetlerine komuta eden Ratko Mladiç'in yakalanarak yargılanması gerektiğine de işaret edildi.
Srebrenitsa'da soykırım yapmakla suçlanan General Mladiç, yıllardır firarda.

AB YOLUNDA ÖNEMLİ ADIMSırbistan hükümeti, kınama kararını, ülkenin Avrupa Birliği üyeliği yolunda önemli bir adım olarak görüyor.
Bosna Hersek'in Srebrenica kasabasında 1995 yılında 8 bin Müslüman erkek ve çocuk, Bosnalı Sırp milislerce öldürülmüştü. Srebrenitsa olay öncesinde BM tarafından güvenli bölge ilan edilmişti. Kenti Hollandalı barış gücü askerleri koruyordu. Ancak askerler, Bosnalı Sırpların tehdidi üzerine buradan çekilmişti.
Birleşmiş Milletler tarafından koruma altında olması gereken Srebrenitsa kasabasındaki katliam, Balkan savaşlarındaki kanlı olayların bir sembolü haline gelmişti.
Sırbistan: Srebrenitsa için özür dileriz

Sokakta yasak olmaz, ama kamusal alanda...

PARİS - Fransa'da burka ve peçeli çarşafın yasaklanmasına ilişkin tartışmalar devam ediyor.
Fransız Danıştayı, bugün açıkladığı bir raporda, burka ve çarşafa yönelik genel ve mutlak bir yasağın hukuksal açıdan sorun yaratacağını bildirdi.
Danıştay, burka ve peçeli çarşafın tamamen yasaklanması için yapılacak yasal bir düzenlemeye, Fransız yüksek yargısı ve Avrupa insan hakları Mahkemesi önünde itiraz edilebileceğini belirtti. Bu yönde bir düzenlemenin uygulanmasında zorluklar yaşanacağına da işaret edildi.
KAMUYA AİT MEKANLARDA YASAĞA YEŞİL IŞIKAncak Danıştay, kadın vücüdunu tamamen örten burka ve peçeli çarşafın, kamuya ait Mekanlar ile havalimanları ve garlar gibi güvenliğin yoğun olduğu yerlerde yasaklanmasına yeşil ışık yaktı.
Danıştayın bu görüşünün, burka ve peçeli çarşaf konusunda yasa tasarısı hazırlamakta olan Fransız hükümeti için temel oluşturacağı söyleniyor.
Sokakta yasak olmaz, ama kamusal alanda...

Ermenistan protokolleri onaylayabilir

ERİVAN - 10 Ekim'de imzalanan Türk-Ermeni protokolleriyle ilgili diplomasi trafiği hızlandı.
Ermenistan Parlamentosu'nun ani bir kararla gündeme aldığı protokolleri onaylayabileceği belirtiliyor. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu da, Başbakan'ın Özel Temsilcisi olarak Erivan'da.
Sinirlioğlu, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan'la görüşecek.
Sinirlioğlu'nun, son dönemde protokollerde yaşanan sıkıntıların yanı sıra 12-13 Nisan'da Washington'da yapılacak Nükleer Güvenlik zirvesinde Başbakan Erdoğan'la Sarkisyan arasında yapılması muhtemel görüşmeye dair fikir alışverişinde bulunulacak.
Ermenistan Parlamentosu'nun bu süreçte, ani bir kararla gündeme aldığı protokolleri önümüzdeki günlerde onaylayabileceği belirtiliyor.
Ermenistan protokolleri onaylayabilir

Deir Ez-Zor, Ermenilerin Auschwitz idir

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Suriye'nin Deir Ez-Zor şehrinde yaptığı konuşmada, "Auschwitz, Yahudilerin Deir Ez-Zor'udur" dedi.
Deir Ez-Zor şehrindeki Ermeni Kilisesi'nde konuşma yapan Sarkisyan, "Sık sık tarihçiler ve gazeteciler Deir Ez-Zor ve Auschwitz'i karşılaştırıyorlar. Deir Ez-Zor, Ermenilerin Auschwitz'idir. Bence, tarihi kronoloji bizi, bunu yeniden formüle etmeye zorluyor; Auschwitz, Yahudilerin Deir Ez-Zor'udur" diye konuştu.
Sarkisyan, "Deir Ez-Zor çöllerinde yaşanan trajedilerin hiçbir dilde tercüme edilemeyeceğini" söyledi. "Son olarak kalan ümitlerini de tüketmiş insanların, topraklarını kaybetmeye mahkum edildiğini ve bunun da titizlikle hazırlanmış bir planla gerçekleştirildiğini" öne süren Sarkisyan, "Bütün bu olanlara rağmen biz, Modern Türkiye ile normal diplomatik ilişkiler kurmaya hazırız, sınırları açmaya ve ekonomik ilişkilere hazırız, Ermeni ve Türk halklarını yaklaştırmak için çaba harcamaya hazırız" dedi.
Sarkisyan, "Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan protokollerin iki ülke ilişkilerini mantıklı biçimde tayin etme açısından tarihi bir fırsat olduğunu" söyledi. DİYALOGDA SOYKIRIM ŞARTIKonuşmasında 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını yineleyen Sarkisyan, "Türk-Ermeni diyaloğunda, soykırımın kabulünü önleyen girişimleri kabul etmiyoruz. Bunun sürece yardımcı olacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
'Deir Ez-Zor, Ermenilerin Auschwitz'idir'

Sarkisyan: Bazı Azeri topraklarını veririz ama...

ŞAM - Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, işgal altında tuttukları bazı Azeri topraklarını iade edebileceklerini söyledi. Ancak Sarkisyan'ın bunun için şartları var.
Suriye ziyareti sırasında El Vatan gazetesine konuşan Ermenistan Cumhurbaşkanı, bazı Azeri topraklarını iade etmek için Dağlık Karabağ'a kendi kaderini tayin hakkı verilmesini ve bir Güvenlik mekanizması kurulmasını şart koştu.
Sarkisyan: Bazı Azeri topraklarını veririz ama...

Ermenistan: Türkiye bizi suçlayamaz

PARİS - Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, merkezi Lyon'da bulunan Euronews kanalına konuştu.
Sarkisyan, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde kabul edilmesine Türkiye'nin gösterdiği tepkiyle ilgili olarak şunları söyledi:
"İlişkilerimizi yeniden canlandırma konusunu Türkiye ile ele almaya devam ediyoruz. İstişare ön koşulsuz yapılmalı. Türkiye'nin bizi herhangi bir şeyle suçlamaya ve koşul öne sürmeye hakkı yok. İlişkileri önkoşulsuz başlatmak, herhangi bir konuya değinmeyeceğimiz anlamına gelmiyor.
Diyelim ki mucize eseri, Türk meclisi protokolleri onayladı, Ermeni meclisi de aynısını yaptı. İlişkilerimizi yeniden kurduk ve sonra üçüncü bir ülke soykırım meselesini kasıtlı olarak gündeme getirdi. Türkler bunu mazeret kabul edip ilişkileri yine mi kesecek?"
Sarkisyan, "Ermenistan'ın temel sorunları işsizlik, ekonomik dışlanma, Türkiye ve Azerbaycan'la devam eden uzun soluklu anlaşmazlıklar ise bu problemler şimdi daha kolay çözülemez mi?" şeklindeki soruya, "Türkiye ile aralarındaki anlaşmazlıkların dünden kalma olmadığını" söyleyerek yanıt verdi.
Türkiye'nin, 17 yıl boyunca Ermenistan sınırını kapalı tuttuğunu, 17 yıl önce böyle bir tasarının gündemde bulunmadığını ifade eden Sarkisyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ermenistan: Türkiye bizi suçlayamaz

Erivan dan Erdoğan a: "Biz mi alın dedik "

ERİVAN - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Londra ziyareti sırasında Türkiye'de yaşayan binlerce kaçak Ermeni ile ilgili söylediği sözlere Erivan'dan sert tepki geldi.
Ermeni basını da bugün konuya geniş yer ayırdı. Aravot gazetesi konuyla ilgili haberinde, "Kaçak Ermeni göçmenleri biz mi alın dedik?" diye sordu. Gazete haberinde şu ifadelere yer verdi:
"Bizler 'vatandaşlarımızın yasadışı kalmasına izin verin' diye Türklerden ricada bulunmadık. Yasaları ihlal eden Ermenileri çoktan sınırdışı etmeleri lazımdı. Erivan bu tehdite ‘Uluslararası yasaların gereğini yapın. Yasadışı ikamet eden herkesi sınırdışı edin’ diye yanıt vermeli" ifadeleri yer aldı.
SARKİSYAN: BU TEHDİTTİRErmenistan Başbakanı Tigran Sarkisyan ise, Erdoğan'ın açıklamalarının diyalog sürecini olumsuz etkilediğini söyledi.
İLGİLİ HABER
Başbakan Erdoğan ne söylemişti?
Başbakan Tigran Sarkisyan, Erdoğan'ın sözlerini tehdit olarak nitelendirdi:
"Türkiye’li meslektaşımın tehditleri Ankara-Erivan diyaloğunu olumsuz etkliyor. Yasadışı göç problemi, normalizasyon sürecinin gerektirdiği diplomatik görüşmeler aracılığıyla çözülmeli."
BU YOL Modern DÜNYAYA YAKIŞMIYORDışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan da tepkisini şu şekilde ifade etti:
"Kabul edilemez ve normalleşme diyaloğunun ilerlemesine zarar veren bir yaklaşım. Ankara daha gerçekçi bir tutum ortaya koymalı. Daha önce varılan anlaşmalara sadık kalarak süreci devam ettirmeliyiz. Ermenistan’a ve diğer ülkelere tehditler savurmak, yanlış ve modern dünyaya yakışmayan bir yoldur."
BUGÜN HAYATTA OLANLAR GEÇMİŞTEN SORUMLU TUTULAMAZErdoğan'ın açıklaması İngiliz basınında da geniş yer buldu.
Erivan'dan Erdoğan'a: "Biz mi 'alın' dedik "

Soykırım kararları niye zarar versin?

ERİVAN - Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan, Türkiye'nin Ermeni tasarılarının Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi ve İsveç Parlamentosu'nda kabul edilmesine gösterdiği tepkiyi eleştirdi.
Nalbandyan, Türkiye'yi normalleşme sürecini engellemeye çalışmakla suçladı.
Berlin'de konuşan Nalbandyan, Ankara'nın "Bu yaklaşım normalleşme sürecine zarar verir" görüşünü "temelsiz bir iddia" olarak nitelendirdi.
Ermenistan Dışişleri Bakanı, Ankara'nın normalleşme sürecini engellemek için bütün gücüyle çalıştığını öne sürdü.
Nalbandyan, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin Türkiye'yi rahatsız eden gerekçeli kararını da savundu, "Bazı ifadelerde Anayasa ve bağımsızlık bildirisine atıfta bulunulmuştur. Bunların değiştirileceğini mi düşünüyorsunuz?" dedi.
İLGİLİ HABER
İsveç de 'soykırım' dedi ABD'de soykırım tasarısına 'evet'
'Soykırım kararları niye zarar versin?'

Karabağ için yol planı neler içeriyor?

BAKÜ - Ermensitan'la Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ'a ilişkin yıllardır devam eden görüşmelerden sonuç alınabilmiş değil. Karabağ'da çözüme ulaşılması Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin de hayata geçmesi için önem taşıyor. Karabağ'la ilgili gündemde olan planın detaylarını ise Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov açıkladı.
Memmedyarov, planın üç aşamadan oluştuğunu açıkladı. Öncellikli olarak Ermenistan'ın Dağlık Karabağ dışındaki 7 bölgeden 5'inde işgali sona erdirmesi öngörülüyor. Dağlık Karabağ'ın statüsü ise üçünçü aşamada görüşülmeye başlanacak.
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorunun çözümü için bir plan gündemde.
Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, planın üç aşamadan oluştuğunu açıkladı.
BEŞ BÖLGEDEKİ İŞGAL BİTECEKİlk aşamada Ermenistan'ın, Dağlık Karabağ dışındaki 7 bölgeden 5'indeki işgale son vermesi öngörülüyor. Bu bölgeler Ağdan, Fuzuli, Zengilan, Cebrail ve Kubatlı.
Erivan, Ermenistan ile Karabağ arasındaki Laçin bölgesindeki köylerden 13'ünü de boşaltacak.
Barış planının ikinci aşamasında ise bölgedeki tüm ulaşım ağlarının onarılması öngörülüyor.
İkinci aşamada ayrıca Azerbaycan'ın Laçin bölgesinin geri kalan kısmıyla Kelbecer bölgesinin denetimini alması planlanıyor.
Bu aşama Azeri göçmenlerinin uluslararası gözlemcilerin kontrolünde bu bölgelere dönmesiyle tamamlanacak.
STATÜ ÜÇÜNCÜ AŞAMADA GÖRÜŞÜLECEKÜçüncü aşamada ise Dağlık Karabağ'ın statüsü görüşülmeye başlanacak.
Azerbaycan Dışişleri Bakanı, Erivan yönetimiyle Karabağ'daki Ermeni nüfusun güvenliğini sağlayacak önlemlerin de görüşüldüğünü belirtti.
Elmar Memmedyarov, barış sürecinin hiçbir aşamasının Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü etkilemeyeceği konusunda da güvence verdi.
Azeri Bakan, "Ermeniler işgal ettikleri topraklardan kendi rızalarıyla çekilirlerse, savaş söylemlerine de gerek kalmayacağını" söyledi.
Karabağ için yol planı neler içeriyor?

Uydurma haber panik yarattı

TİFLİS - Gürcistan'da eşine az rastlanır bir TV şakası ülkeyi birbirine kattı.
Gürcü halkı, hükümet yanlısı Imedi kanalında başkente giren Rus tanklarını gördü. Üstelik kanal Cumhurbaşkanı Saakaşvili'nin de öldüğü haberini veriyordu.
Başkent Tiflis'te halk panik içinde sokaklara döküldü. Aileler çocuklarını eve çağırınca Tiflis'te bir Sinema salonu hızla boşaltıldı.
Çok sayıda Rus Haber Ajansı ve televizyonundan bazıları haberi iddia olarak verirken, bazıları ise Saakaşvili'nin öldüğü haberini vermedi.
İşlerin çığrından çıkmasıyla Imedi kanalı izleyicilerinden özür diledi. Kanal, haberi "İhtimal dahilindeki olayların simülasyonu" başlığı altında, 2008 yılındaki Gürcü-Rus savaşının görüntülerini kullanarak vermişti. Ancak başlığı kaçıran birçok kişi haberin gerçek olduğunu sanmıştı.
Gerçeğin ortaya çıkması üzerine, onlarca öfkeli gürcü Televizyon binasına yürüdü.
Televizyon kanalının önüne gelen Gürcülerin tepkisi sert oldu: "Bana söyleyin böyle bir şey nasıl yapılabilir? Bu iğrenç bir şaka!"
Uydurma haber panik yarattı

Normalleşme başka, soykırım başka

ERİVAN - Kirakosyan, "Soykırım'ın tanınması ve kınanması dış politikamızın önceliği olarak kalmaya devam edecek" dedi.
Ermenistan Parlamento Başkanı Ovik Obramyan da İsveçli mevkidaşı Per Vesterberg'e bir mektup göndererek, İsveç Parlamentosu'nun 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemesinden dolayı teşekkür etti.
'Normalleşme başka, soykırım başka'

Hangi ülke soykırım iddialarını 7 kez tanıdı?

İSTANBUL - İsveç Parlamentosu'nun onayladığına benzer bir Ermeni tasarısı gelecek ay İngiliz Parlamentosu'nda tartışılacak. Şu ana kadar 20'ye yakın ülke ve Kıbrıs Rum Kesimi soykırım iddialarını tanıdı. İsviçre'de ise soykırım iddialarını reddetmek bile suç kapsamına giriyor.
1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan ilk ülke ise Uruguay. Ermeni iddialarını ilk olarak 1965'te tanıyan Uruguay, sonrasında iki kez daha benzer tasarılara onay verdi.
Uruguay'ı, 1982'de Kıbrıs Rum Kesimi izledi.
ARJANTİN YEDİ KERE TANIDIArdından Arjantin, zaman içinde konuyla ilgili 7 ayrı tasarıyı Parlamento'dan geçirdi.
Rusya, Kanada ve Lübnan parlamentoları da, birden çok kez onay verdi soykırım tasarılarına.
İLGİLİ HABER
Ermeni basını: Sırada İngiltere varİsveç soykırıma onay verdiİsveç Dışişleri Bakanı da karara tepkiliTürk milletvekili 'hayır' diyemedi Dostluğa yakışmadı, Erdoğan gitmiyor!'İsveç Parlamentosu ABD'den etkilendi'
Yunanistan, Belçika, Fransa, Slovakya, Litvanya, Hollanda, Polonya, Almanya, Venezuela, Şili ve son olarak İsveç, 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan diğer ülkeler.
İngiltere Parlamentosu'nun alt kanadı Avam Kamarası da benzer bir tasarıyı gelecek ay ele alacak.
50 EYALETİN 42'Sİ TANIYORABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nden geçen tasarının genel kurula gelip gelmeyeceği ise hala belirsiz.
Eyaletlere baktığımızda ise durum farklı. Birleşik Devletleri oluşturan 50 eyaletten 42'sinde, 1915 olayları soykırım olarak tanınıyor.
İSVİÇRE'DE REDDETMEK SUÇBunların dışında "soykırım işlenmiştir" ifadesini kabul edip, bunun reddedilmesini suç sayan isviçre var.
Hangi ülke soykırım iddialarını 7 kez tanıdı?

Groupama: Sigorta sektörü çift haneli büyür

İSTANBUL - Groupama Uluslararası Genel Müdürü Jean-François Lemoux, Türk sigorta sektörünün 2010'da yüzde 10 büyüyeceğini öngördü.
CNBC-e'ye konuşan Lemoux, halen Türkiye'deki sigorta şirketlerinin yarısının zararda olduğuna ve bu durumun kalıcı olamayacağına dikkat çekti.
Lemoux, "Bizim Türk ekonomisi ve sigorta sektörüne güvenimiz tam. 2010'da sektörde yüzde 10 civarı büyüme olacağı kanısındayız. 2002-2003'ten bu yana Türkiye'de büyüyen sigorta sektöründe teknik karlar, küresel krizin etkisiyle sert bir şekilde düştü. Türkiye'deki sigorta şirketlerinin %50'si zararda, ancak bu durum sürdürülebilir değil" dedi.
Lemoux, 2010'da Türk sigorta sektöründe birleşme ve satın almaların artmasını beklediklerini, ancak Groupama'nın bu yönde adım atmayacağını kaydetti.
Lemoux şunları söyledi: "Hayat sigortası dışındaki branşlarda mutlaka değişimler göreceğiz. Yeterince büyük olmayan oyuncular sektörden çekilecek. yabancı yatıırmcı bu hisselere talip olabilir. Ancak, biz bu yatırımcılardan biri olmayacağız. Türkiye bizim 3. büyük pazarımız. hayat sigortasında 2., hayat sigortası hariç branşta 5. oyuncuyuz. Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya'ya kıyasla burada tüketicinin sigortaya ayırdığı bütçe daha sınırlı. Ancak, Türk ekonomisi büyüdükçe ve bizim sunduğumuz hizmet kalitesi yükseldikçe, Türkiye'de sigortaya bakış da değişecek."
Lemoux, Groupama ve Uluslararası İstanbul Film Festivali işbirliğiyle "Türk Klasikleri Yeniden" projesi kapsamında restore edilen "Selvi boylum al yazmalım" adlı filmin 32 yıl aradan sonra izleyiciyle buluşmasından duyduğu memnumiyeti dile getirdi:
Groupama: Sigorta sektörü çift haneli büyür

Havada İngiliz-İspanyol birleşmesi

MADRİD - İspanyol Iberia havayolları ve İngiliz British Airways birleşme anlaşması imzaladıklarını açıkladılar.
Uzun süredir beklenen anlaşmanın hayata geçirilmesiyle yolcu kilometre bazında Avrupa'nın ikinci büyük havayolu şirketi meydana gelmiş oluyor.
Anlaşmayla oluşan şirketin piyasa değeri 7.8 milyar dolar civarına ulaştı. British Airways uzun süredir razı etmeye çalıştığı Iberia'yla birleşerek, daha önce kendilerinden küçük şirketleri alan büyük rakipler Lufthansa ve Air France ile aynı yolu izlemiş oluyor.
İki şirketin bugün yaptığı ortak yazılı açıklamada, "Birleşme anlaşmasının maddeleri ve koşulları tarafların Kasım ayında imzalamış oldukları mutabakat zaptı ile uyumludur" denildi.
Havada İngiliz-İspanyol birleşmesi

Turkcell in iki hissedarına dava

MOSKOVA - Rus milyarder Alisher Usmanov, Turkcell'in hissedarlarından TeliaSonera ile Altimo arasında yapılmış olan ve ülkenin üçüncü büyük Mobil telefon operatörü MegaFon'da bulunan varlıklarının birleştirilmesini konu alan anlaşmanın bozulması için dava başvurusunda bulundu.
Moskova tahkim mahkemesinin internet sayfasında yer alan habere göre, anlaşmanın feshini isteyen dava Usmanov'un Telekominvest şirketi tarafından TeliaSonera ile Alfa Group'un birimi Altimo'ya karşı açıldı.
TeliaSonera ve Altimo uzun süren hukuki anlaşmazlığın ardından geçen yıl MegaFon ve Turkcell'deki paylarını birleştirmek için anlaşmışlar ve Usmanov'a da elindeki payları anlaşmaya dahil etmesi için çağrıda bulunmuşlardı.
Usmanov ise çağrıyı reddetmiş ve birleşmenin MegaFon yararına olmadığını söylemişti. Altimo konu hakkında bir açıklamada bulunmadı. Altimo'nun MegaFon'da yüzde 25.1, TeliaSonera'nın ise yüzde 43.8 payı bulunuyor.
Turkcell'in iki hissedarına dava

Sofya Metrosu nda tünel kazısı başladı

SOFYA - Doğuş İnşaat'ın Temmuz 2008'de ihalesini aldığı Sofya Metrosu Genişletme Projesi'nde tünel kazısına geçildi.
Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da düzenlenen törende yerden yaklaşık 16 metre derine indirilen 9.5 metre çapındaki Tünel Delme Makinası çalışmaya başladı.
Dört istasyonun yapımını kapsayan Sofya Metrosu genişletme çalışması, AB fonlarından yararlanılarak Bulgaristan'da gerçekleştirilen en büyük altyapı projesi olma özelliğini taşıyor.
Törene katılan Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, nüfusu iki milyona yaklaşan şehirde toplu taşımayı artırmak için metro ağını genişlettiklerini söyledi.
Borisov, projenin Sofya ve Bulgaristan için öneminin büyük olduğunu vurguladı.
TALU: MONTAJI 1.5 AYDA TAMAMLADIKDoğuş inşaat Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Talu, projede Doğuş İnşaat'ın kendi ekibiyle Bulgaristan'ın yerel işgücünün harmonize edildiğini ifade etti.

Bini aşkın Bulgar personele istihdam sağladıklarını söyleyen Talu, çalışanların Tünel Delme Makinası'nın montajını zorlu kış şartlarında 1.5 ay gibi kısa sürede tamamladıklarını kaydetti.
ŞAHENK: TÜRKİYE İÇİN GURUR VERİCİDoğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, şunları söyledi: "Sadece Doğuş için değil, Türkiye için de çok gurur verici. İş zamanında yürüyor. Başbakan'ın gelmesi de işe verdiği önemin göstergesi. Bu projenin bir özelliği de, yeraltında böyle önemli bir Proje yapılırken şehirdeki Trafik engellenmiyor, tamamen yerin altında çalışmalar yapılıyor. Çok özel bir metodla yapılıyor. Bu kaliteli işin sonunda Doğuş İnşaat buradaki işini daha da büyütecek. AB'den böyle bir fon alabilmek için firmanın dünya normlarında iş yapması lazım. Bu işin ardından Avrupa'da çok daha büyük işlere imza atacağız."
GÜNDE 9 METRE KAZACAKDoğuş İnşaat'ın yürüttüğü projede hat uzunluğu toplam 3.8 kilometre. Hat üstünde dört istasyon bulunuyor.Tünel Delme Makinası, günde ortalama dokuz metre kazı yapacak. Projenin Ağustos 2012'de tamamlanması planlanıyor. Projenin yüzde 70'i AB fonlarından, yüzde 30'u ise Sofya Belediyesi tarafından karşılanıyor.
Sofya Metrosu'nda tünel kazısı başladı

Liman devredildi, bakan Danıştay ı eleştirdi

ANKARA - Özelleştirme kapsamında Samsun Limanı'nın işletme hakkının 36 yıllığına Cey Group'a bağlı Samsunport- Samsun Uluslararası Liman İşletmeleri AŞ'ye devri bugün gerçeklştirildi ve taraflar arasında imtiyaz sözleşmesi imzalandı.
İhalesi 2008 yılında yapılan Samsun Limanı'nın 125.2 milyon dolar olan bedeli, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na (ÖİB) peşin olarak ödendi.
Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, Reuters'ın sorusu üzerine, Samsun Limanı için Cey Group tarafından yapılan125.2 milyon dolarlık ödemenin yüzde 70'inin Vakıfbank'tan kredi olarak kullanıldığını söyledi. Kalkan, kullandırdıkları kredinin vadesi ve maliyeti hakkında ayrıntı vermedi.
Samsun Limanı'nın işletme hakkının devri kapsamında düzenlenen imtiyaz sözleşmesi, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, TCDD Genel Müdürlüğü ile Ceynak Lojistik ve Ticaret AŞ tarafından imzalandı
İmza töreninde konuşan Cey Group Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, amaçlarının limanı revize ederek, altyapısını zenginleştirerek, ticari hacmini geliştirerek, istihdamı artırarak Samsun Limanı'nın Karadeniz'in ulaşım merkezi haline getirmek olduğunu söyledi. Cey Group, Samsun Limanı için toplam 32 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyor.
ŞİMŞEK'TEN DANIŞTAY'A ELEŞTİRİİmza töreninde konuşan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Samsun Limanı'nın ihalesinin Mayıs 2008'de tamamlanmasına karşın devrinin bugün yapılabildiğine dikkati çekerek, "İşletme hakkı devri imtiyaz sayılıyor. İmtiyaz sözleşmelerinin Danıştay tarafından onaylanması gerekiyor ve görüşünü de 60 gün içinde vermesi gerekiyor. Ancak bugüne kadar Danıştay 2 yıl ve 29 ayı bulan sürelerde imtiyaz sözleşmeleri onaylıyor. Bu ülkemiz için zaman kaybı ve beraberinde maliyet getiriyor. Kamu açısından büyük maliyetlere yol açıyor" dedi. Şimşek, önümüzdeki dönemde bu tür özelleştirmelerin daha hızlı gerçekleştirilmesini beklediklerini ifade etti.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da liman özelleştirmelerinden elde edilen gelirlerin karayolu ve demiryolu yapımı için harcandığını, özelleştirmeler sonrası TCDD'nin limanlarda denetim ve kontrolünün süreceğini kaydetti. Yıldırım, ihalesi tamamlanan TCDD'ye ait Bandırma Limanı'nın devrinin de yakında yapılacağını bildirdi.
Özeleştirme ihalesinde Bandırma Limanı'na en yüksek teklifi 175.5 milyon dolarla Çelebi Ortak Girişim Grubu vermişti.
Özelleştirme İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu ise TCDD tarafından işletilen 6 limanın özelleştirme kapsamından alındığını anımsatarak, ihalesi tamamlananlardan Mersin Limanı'nın 2007 yılında özel sektöre devredildiğini anımsattı.
Aksu, imtiyaz niteliğindeki özelleştirmelerde limanların kesintisiz olarak hizmet vermesi ve mevcut çeşitliliğinin korunmasının zorunlu hale getirildiğini belirterek, "İşleticiye, her limana özel olarak tespit edilen bir yatırım/kapasite artışı zorunluluğu getirilmektedir" dedi.
Liman devredildi, bakan Danıştay'ı eleştirdi

Akenerji nin gözü elektrik özelleştirmesinde

ANKARA - Akenerji Genel Müdürü Ahmet Ümit Danışman, enerjide önemli bir fırsat olarak gördükleri elektrik dağıtım özelleştirme ihalelerini 2010 yılında da yakından izlemeye devam edeceklerini, özelleştirilecek üretim portföyleriyle ilgili olarak çalışmalara başladıklarını söyledi.
Reuters'ın sorularını yanıtlayan Danışman, elektrik sektöründe devam eden dağıtım özelleştirmelerinin yanı sıra 2010 yılında üretim özelleştirmelerine hız verilmesinin öngörüldüğünü, bu kapsamda özelleştirilecek üretim portföylerinin belirlenmiş, önümüzdeki dönemde açılması planlanan ihale çalışmalarının da başladığını anımsattı.
"Entegre bir enerji şirketi olma vizyonuyla 2009 yılında SEDAŞ dağıtım şirketini bünyesine katan Akenerji, öncelikle devraldığı SEDAŞ'ı dağıtım şirketleri arasında bir Marka haline getirmeyi hedeflemektedir. Bunun yanı sıra önemli bir fırsat olarak gördüğü dağıtım özelleştirme ihalelerini 2010 yılında da yakından izlemeye devam edecektir" diyen Danışman, şöyle devam etti:
"Dağıtım özelleştirmelerinin yanı sıra, beş yıl içinde 3,000 MW kurulu güç hedefine paralel olarak Akenerji, belirlenen üretim portföyleri kapsamında özelleştirilecek üretim tesisleri ile ilgili çalışmalarına da başlamıştır."
Akenerji'nin gözü elektrik özelleştirmesinde

THY nin kârı yarı yarıya azaldı

İSTANBUL - Türk Hava Yolları’nın 2009 yılına ait konsolide mali tabloları İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na gönderilerek açıklandı.
Mali tablolara göre 2009 yılında Türk Hava Yolları’nın net kârı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 düşüş ile 559 milyon TL, esas faaliyet kârı ise yüzde 12 artış ile 832 milyon TL olarak gerçekleşti.
Satış gelirleri yüzde 15 artışla 7 milyar TL’ye ulaşırken tarifeli hizmet gelirlerinin yüzde 79’u dış hatlardan, yüzde 21’i ise iç hatlardan elde edildi.
Yıl başında 127 olan uçak sayısı yıl sonunda yüzde 4 artışla 132 oldu. Arzedilen Koltuk Kilometre (AKK)’deki yüzde 22 artışa paralel olarak yolcu sayısı yüzde 11 artışla 25 milyon 99 bine, taşınan kargo ise yüzde 20 artışla 238 bin tona ulaştı. Doluluk oranı ise kapasite artışının etkisi ile 3.1 puan düşüş ile yüzde 70,9 olarak gerçekleşti.
THY'nin kârı yarı yarıya azaldı

Sanofi-Aventis antibiyotiği Türkiye de üretecek

İSTANBUL - Sanofi-Aventis Grubu Türkiye Başkanı Olivier Guillaume, grubun Türkiye'yi üretim üssü seçtiklerini ve tüm antibiyotikleri Türkiye'de üreterek buradan 29 ülkeye ihraç edeceklerini söyledi.
Guillaume ayrıca Temmuz'da Türkiye'ye yönelik yeni bir yatırım kararı daha açıklayacaklarını belirtti.
Sanofi-Aventis'in Zentiva ile birleşmesinin birinci yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Guillaume, "Sanofi- Aventis'in tüm antibiyotikleri Türkiye'deki Lüleburgaz fabrikamızda üretilecek. Buradan 29 ülkeye 20 milyon kutu ihraç edilecek" dedi.
Guillaume, her bir kutunun ortalama 2 Euro'luk fabrika çıkış fiyatıyla bunun başlangıçta 40 milyon euroluk ihracat anlamına geldiğini söyledi.
Türkiye'den ihracat gerçekleştirilecek ülkeler arasında Almanya, İtalya, İspanya, Hollanda, Belçika, Portekiz gibi Avrupa ülkeleri, Hong Kong, Endonezya, Malezya-Singapur, Tayvan gibi Asya ülkeleri, İsrail, Dubai, Ürdün, Lübnan gibi Orta Doğu ülkeleri ile Kanada, Rusya, Japonya gibi ülkeler bulunuyor.
Sanofi-Aventis'in mevcut durumda Türkiye'den ihracatı bulunmuyordu.
Zentiva ile 2009 yılında gerçekleştirilen birleşme sonunda, Zentiva'nın Lüleburgaz'daki üretim tesislerinin Sanofi-Aventis grubu bünyesine dahil olduğunu hatırlatan Guillaume, "Bugüne kadar sadece yüzde 30 kapasiteyle çalışan tesis 2010 itibariyle yüzde 50 kapasiteyle çalışacak. Tesiste geçen yıl 160 milyon kutu üretim gerçekleştirdik. Bu yıl sonunda 191 milyon kutuya çıkmayı hedefliyoruz. 3-5 sene içerisinde de 450 milyon kutu ile tam kapasiteye ulaşmayı amaçlıyoruz" dedi.
Antibiyotik üretiminde Türkiye'deki fabrikayı bir "mükemmellik merkezi"ne dönüştürmeyi hedeflediklerini belirten Guillaume, farklı ülkelerden de Türkiye'ye Teknoloji transferi yapacaklarını söyledi.
Türkiye'de 2009 yılında Arge çalışmalarına yönelik olarak 11 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını belirten Guillaume, 2010 yılı için yaklaşık 15 milyon dolarlık Arge yatırımı yapacaklarını, ilerleyen yıllarda ise bunun daha da artacağını söyledi.
Guillaume'ın verdiği bilgiye göre, Sanofi-Aventis grubunun Türkiye cirosu 2009 yılında 540 milyon euro seviyesinde gerçekleşti. Sanofi- Aventis'in Türkiye pazarındaki payı ise yüzde 7.6 oldu.
Sanofi-Aventis grubu, Türkiye'de Sanofi-Aventis, Zentiva ve Sanofi Pasteur şirketleriyle faaliyet gösteriyor.
Guillaume ayrıca Türkiye'ye yönelik yatırımlarının devam edeceğini belirterek, "Temmuz ayında CEO'muz burada olacak ve Türkiye'de yapılacak yeni bir yatırımı açıklayacağız. Doğru ortağı belirlemek için çalışıyoruz. Farklı üniversitelerle süren çalışmalarımız ve bazı gizli anlaşmalarımız var" dedi.
Türkiye pazarına 2007'de Eczacıbaşı ortaklığıyla giren ve geçen yıl Sanofi-Aventis grubu bünyesine dahil olan Zentiva Genel Müdürü Elif Çelik ise, Türkiye'nin Zentiva'nın 17 ülkedeki satışları arasında brüt satışlarda 1. net satışlarda ise 2. olduğunu belirtti. Çelik, "Türkiye ve Rusya Zentiva'nın büyüme lokomotifi olarak görülebilir" dedi.
Sanofi-Aventis antibiyotiği Türkiye'de üretecek

Hyatt Regency Doğuş un

İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Encümen Salonu'nda Hyatt Regency Oteli'nin satışı için bugün yapılan ihaleye tek teklifi, arazinin 21 yıllık kullanım hakkına sahip olan Göktrans Turizm ve Ticaret A.Ş. verdi.
Şirket, Şişli Harbiye Mahallesi'nde yer alan 14 bin 793 metrekare arazi ve üzerinde bulunan 360 odalı otele 208 milyon TL verdi.
İhaleyi Doğuş Holding Turizm Grubu Başkanı Doğan Günay da takip etti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi satış için ilk ihaleye geçtiğimiz Kasım ayında çıkmış, o zaman 150 milyon TL muhammen bedelle satışa çıkarılan Otel ve arazi ihalesine de Göktrans Turizm ve Ticaret A.Ş. tek teklifi vermişti.
Hyatt Regency Doğuş’un

Üç Türk ortaktan Fransız şirkete teklif

İSTANBUL - Ortak yazılı açıklamaya göre grup, Alphan Manas'ın, Heuliez Yönetim Kurulunda ortakları temsil eden üye olmasını ve kendisinin Heuliez'in finansman ve diğer konularda yapacağı görüşmelerde aktif rol almasını önerdi.
Teklifte MIA'nın Fransa'nın Cerizay şehrinde bulunan Heuliez fabrikasında üretimi öngörülerek, gelecekte pazara sunulacak yeni elektrikli araç modellerinin Türkiye'de tasarlanması konusuna yer verildi.
Üç Türk ortaktan Fransız şirkete teklif

Şirketlerin vergi ayı

Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca, mükellefler, bir önceki yılın kurum gelirleri için 25 Nisan'a kadar beyanname vermekle yükümlü bulunuyor. Ancak söz konusu tarihin hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle, mükellefler, bu yıl 26 Nisan Pazartesi akşamına kadar kurumlar vergisi beyannamelerini verebilecek.
Tahakkuk eden kurumlar vergisi de, 30 Nisan mesai saati bitimine kadar yatırılacak.
Gelir İdaresi Başkanlığından derlenen verilerine göre, Şubat ayı sonu itibariyle Türkiye'de 642 bin 207 kurumlar vergisi mükellefi bulunuyor. 2008 yılının Nisan ayında 642 bin 264 olan mükellef sayısı, o tarihten bu yana dalgalanma gösterdi. Bir dönem 637 binlere inen mükellef sayısı, son dönemde yeniden 642 bine yükseldi.
Kurumlar vergisi mükelleflerinin yüzde 37'si İstanbul'da faaliyet gösteriyor. 238 bin 42 mükellefin kayıtlı olduğu İstanbul'u, 72 bin 472 mükellef ile Ankara, 47 bin 754 mükellef ile İzmir, 26 bin 949 mükellef ile Antalya, 22 bin 312 mükellef ile Bursa, 14 bin 199 mükellef ile Konya, 13 bin 906 mükellef ile Kocaeli, 11 bin 86 mükellef ile İçel, 10 bin 765 mükellef ile de Muğla takip ediyor.
Bu arada ülkemizde 2005-2009 döneminde 170 bin 455 kurumlar vergisi mükellefinin, re'sen terk işlemine tabi tutularak kaydının silinmesi de dikkat çekiyor.
HER 10 İŞLETMEDEN 4'Ü ZARAR BİLDİRDİÖte yandan Gelir İdaresi Başkanlığının 2009 yılı Nisan ayında verilen 2008 dönemi kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde yaptığı değerlendirme çalışması, söz konusu her 10 işletmeden 4'ünün geçen yıl zarar beyan ettiğini ortaya koydu.
Beyanname özetlerine göre, geçen yıl 2008 dönemi için 333 bin 867 mükellef bilanço karı elde ettiğini belirtti. Bunların beyan ettiği kar toplamı da 117 milyar 335 milyon 806 bin 738 lira oldu.
Buna karşılık 202 bin 402 kurumlar vergisi mükellefi, ticari bilanço zararı bildirdi. Söz konusu mükelleflerin beyan ettiği ticari bilanço zararı da 46 milyar 537 milyon 748 bin 642 lira olarak belirlendi.
Geçmiş yıl zararları olarak da, 2003 yılı için 17 bin 744 mükellef, 2004 yılı için 30 bin 551 mükellef, 2005 yılı için 45 bin 634 mükellef, 2006 yılı için 64 bin 798 mükellef, 2007 yılı için de 104 bin 220 mükellef zarar beyan etti ve bu zararları vergi matrahında indirim konusu yaptı.
Şirketlerin vergi ayı

Türk işadamı 1 Euro ya şirket satın aldı

İSTANBUL - Türk iş adamı Alphan Manas, Heuliez ile daha önceden prensip anlaşması yaptıklarını hatırlatarak, ''Biz bir satın alma ön anlaşması imzaladık. İmzaladığımız satın alma ön anlaşması bu ayın sonuna kadar geçerli. Ama münhasır değil. Ben bu çalışmama devam ederken başka firmalarla da görüşebilirler'' dedi.
Şirketi hukuksal ve mali açıdan incelediklerini, bunun sonucunda rapor hazırlanacağını belirten Manas, hazırlanacak raporlar doğrultusunda karar vereceklerini söyledi. Manas, ''Kararımızda bize katılım sağlayacak endüstriyel ortak da etkili olacak. Henüz bu konuda somut bir gelişme yok. Bir ortaklık anlaşması imzalamadık. Bu arayış, Türkiye ve Türkiye dışına taşmış şekilde devam ediyor'' şeklinde konuştu.
Firma için çeşitli alternatifler üzerinde de durduklarını, yine satın almayı içeren, fakat sözleşmede belirlenen oran ve miktarların dışında başka bir çözüm önerisiyle de gidebileceklerini belirten Manas, ''Bu aşama da henüz sonuçlanmadı. Ama gecemiz gündüzümüz burada geçiyor'' dedi.
YOLA ÇIKIŞIMIZ ZATEN TÜRKİYE'DE ÜRETİM YAPMAKAlphan Manas, Heuliez'i satın almaları halinde Türkiye'de üretim yapacaklarının altını çizerek, ''Türkiye'de üretim olmadan Fransa'da bir firmanın hisse senedini veya şirketini almışız fark etmez. Bizim yola çıkışımız zaten Türkiye'de üretim yapmak. Tabii orada şirket de önemli. Firmaya yatırım yapmak, bütün herşeyini Türkiye'ye çekmek demek değil. Biz bu konuda zaten onlara güvence veriyoruz'' şeklinde konuştu.
Heuliez'de 30 milyon Euroluk sermaye artırımı konusunda da Manas, satın almanın gerçekleşmesi durumunda bu sermaye artırımının yüzde 55'ine denk gelen 15-16 milyon euro civarındaki kısmının kendileri tarafından karşılanacağını kaydetti.
Manas, ''Şirketin içinde 130 milyon Euro'luk kıymet var. Makine, teçhizat, arsa ve benzeri... Ama içinde bulunduğu zor durum nedeniyle temsili olarak 1 Euro'ya satın alınacak'' dedi.
SES DUYULUR, Araba FİRMALARI BU İŞE ATLARŞu ana kadar Türk yatırımcılardan çok az ilgi olduğuna dikkati çeken Manas, şöyle devam etti:
Türk işadamı 1 Euro'ya şirket satın aldı

BİM 140 milyon dolarlık yatırım yapacak

İSTANBUL - Mağazalar zinciri BİM İcra Kurulu Üyesi ve Finans Direktörü Haluk Dortluoğlu, 2010 yılında EBITDA marjının yüzde 5'e gerilemesini, net kârın da sınırlı artışla 220-230 milyon lira seviyesinde gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.
BİM'in 2009 finansal sonuçları ile 2010 hedeflerinin değerlendirildiği toplantıda konuşan Dortluoğlu, EBITDA marjının 2009'da yüzde 5.9 olarak gerçekleştiğini belirterek, "2010'da müşterilerimize daha ucuza ürün sunabilmek için izleyeceğimiz bilinçli fiyat düşürme politikası sonucunda marjda da biraz düşüş olacak. EBITDA marjının yüzde 5 seviyesine gerilemesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak net kârımız da satışlar kadar artmayacak. 2010 net kârının 220-230 milyon lira seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz" dedi.
BİM, dün açıkladığı bilançosuna göre, 2009'da yüzde 86 artışla 212.9 milyon lira net kâr elde etti. Satış gelirleri ise yüzde 25 artışla 5.32 milyar lira olarak gerçekleşti. Dortluoğlu, 2010 yılında ciroda yüzde 25 artış hedeflediklerini söyledi.
BİM'in net kârının 2009'da satışlara oranla çok daha fazla artmasının maliyetlerdeki düşüşten kaynaklandığını belirten Dortluoğlu, "Maliyet tasarruflarının önemli etkisi var. Ayrıca Gıda fiyatlarındaki global düşüş nedeniyle alım maliyetlerimizde de düşüş söz konusu. Bu da kârın satışların üzerinde artmasını sağladı" dedi.
BİM, dün akşam KAP'a yaptığı açıklamada, 2009 kârından 132.8 milyon lira brüt kâr payı dağıtım kararını olağan genel kurula sunacağını açıkladı. Buna göre, şirket hisse başına 1.75 lira brüt, 1.48 lira da net kâr payı dağıtacak.
Şirket ayrıca, 62.6 milyon lirası 2009 kârından, 13.3 milyon lirası da iç kaynaklardan karşılanmak üzere şirketin ödenmiş sermayesini yüzde 100 bedelsiz artışla 151.80 milyon liraya çıkardı.
TOPLAM 140 MİLYON YATIRIM YAPACAKŞirketin 2010 yatırım planlarıyla ilgili de bilgi veren Dortluoğlu, bu yıl Türkiye'de 130 milyon lira, Fas'ta da 10 milyon lira olmak üzere toplam 140 milyon liralık yatırım yapacaklarını söyledi. Şirket 2009'da 5 milyon lirası Fas'ta olmak üzere toplam 133 milyon lira yatırım yapmıştı. BİM, Fas'ta yüzde 100 iştiraki BİM Stores SARL ile faaliyet gösteriyor.
Söz konusu yatırım planları doğrultusunda Türkiye'de bu yıl 300'den fazla mağaza ile 3 yeni bölge deposu açmayı planladıklarını belirten Dortluoğlu, bu sayede yaklaşık 1,500 kişilik yeni istihdam sağlayacaklarını söyledi.
Dortluoğlu, Fas'ta ise bu yıl 40 yeni mağaza açarak bu ülkedeki mağaza sayısını 65'e çıkarmayı öngördüklerini söyledi.
Dortluoğlu'nun verdiği bilgiye göre, 2009'da açılan 343 mağaza ile BİM'in Türkiye'deki toplam mağaza sayısı 2009 sonu itibariyle 2,628, çalışan sayısı ise 14,904 oldu. Geçen yıl net 1,200 kişiye yeni istihdam sağlandı.
Dortluoğlu, ilk çeyrekte açılan mağazalarla birlikte BİM'in şu anda 2,675 mağazaya ulaştığını söyledi.
BİM 140 milyon dolarlık yatırım yapacak

THY nin gözü Avrupa nın diğer liglerinde

İSTANBUL - Manchester United ve Barcelona Türk Hava Yolları'nın (THY) büyüme hedefini yukarı çekti.
THY Genel Müdürü Temel Kotil, sponsorluk anlaşmalarının büyümelerine 4-5 puan katkı sağlayacağını açıkladı.
Sponsorluğun etkisiyle transit yolcuda ilk iki ayda yüzde 50 artış sağladıklarını söyleyen Kotil, bu yıl yüzde 25 büyüme hedeflediklerini söyledi. THY'nin 2010 bütçesinde bu rakam yüzde 20 idi.
Son dönemde Manchester United ve Barcelona gibi dev takımlarla yaptığı sponsorluk anlaşmaları ile sıkça gündeme gelen THY, bu anlaşmaların etkisiyle transit yolcuda artış sağladı.
Kotil, sponsorluk anlaşmalarının etkisiyle başka havayollarından yolcu aldıklarını ve bu yıl yüzde 25 artışla 31 milyon yolcuya ulaşacaklarını kaydetti.
YÜZDE 25 BÜYÜME HEDEFLİYORTHY Genel Müdürü “Transit yolcumuz yüzde 30’a ulaştı. Her istanbul’a gelen yolcunun yüzde 30’u transit olarak İstanbul’dan devam ediyor. Bu başka havayolları yolcularının bizi tercihinden kaynaklanıyor. Bu sponsorlukların etkisiyle herkese çok iyi havayolu imajı veriyoruz. Bu yüzde 50 transit kısmımız büyüyünce toplam büyümemize katkıda bulunuyor. Geçen yıl büyümemiz yüzde 11'di. Bu yıl yüzde 25 büyüme hedefliyoruz dolayısıyla rakam vermem zor ama en azından 4-5 puanı bunlar getiriyor dedi.
THY'nin gözü Avrupa'nın diğer liglerinde

THY: Sırp ortak için alınmış karar yok

BELGRAD - Türk Hava Yolları, Sırp havayolları JAT ile ortalık için alınmış bir yönetim kurulu kararı bulunmadığını açıkladı.
THY'den KAP'a yapılan açıklamada, "Halihazırda JAT Airways ile stratejik ortaklık yönünde yönetim kurulu kararımız bulunmamakla birlikte, ortaklığımızın büyüme stratejisi çerçevesinde oluşabilecek fırsatları değerlendirmeye açık olduğunu kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz" denildi.
THY: Sırp ortak için alınmış karar yok

Hintlilerin rekorunu kıracak, cari açığı kısacak

İSTANBUL - Petkim, 2010 planlarını yeni logo lansman toplantısında açıkladı. Petkim'in yüzde 51'ine 2008'de Özelleştirme İdaresi'nden alan Socar Turcas Yönetim Kurulu Üyesi Batu Aksoy, EPDK'da lisans izni bekledikleri Ceyhan rafineri projesini askıya aldıklarını, önceliği Aliağa'daki rafineri yatırımına verdiklerini söyledi.
Batu, "Bu yılı mühendislik çalışmaları, lisansör seçimi ile geçiririz, lisansı bu yıl içinde bekliyoruz. 2011 finansman ve projenin tamamının inşaatına talip olan şirketlerin ihale yöntemiyle seçilmesiyle geçer. 2011 sonu 2012 başı inşaata başlarız 2014'e yetiştiririz" dedi.
Socar-Turcas CEO'su Kenan Yavuz'un "rafineri yapımında Hintlilerin rekorunu kırarız" dediği Aliağa'da, 10 milyon tonluk yıllık üretim olacak. Bunun 2 milyon tonu Petkim'in ithal ettiği hammadde, 8 milyon tonu da dizel, jet yakıtı, LPG ve nafta gibi benzin dışı ürünler.
Yavuz, bu ürünleri yerlileştirerek Türkiye'nin cari açığını 2.5-3 milyar dolar düşüreceklerini görüşünde.
PETKİM YARIMADASINA 5 MİLYAR DOLARPetkim, 4 milyar dolarlık rafineri yatırımına liman ve diğerlerini ekleyerek Petkim yarımadası üzerinde 2015'e kadar 5 milyar doların üstünde yatırıma ulaşıp dünya liginde sınıf atlamayı hedefliyor.
Yavuz, "Genel kuruldan sonra limanı ayrı bir şirkete dönüştüreceğiz. Burasını büyütüp Türkiye'nin en önemli lojistik üssü haline getireceğiz. Ayrıca Avrupa ve Akdeniz'e hizmet verecek" dedi.
Yavuz, İran'daki petrokimya rafinerisi yatırımıyla ilgili olarak ise fizibililite çalışmalarının sürdüğünü, benzer projeyi Mısır'da düşünebileceklerini söyledi.
Hintlilerin rekorunu kıracak, cari açığı kısacak

Tommy Hilfiger 3 milyar dolara satıldı

NEW YORK - Calvin Klein markasının sahibi ve New York giysi perakendecisi Phillips-Van Heusen, Tommy Hilfiger'ı Apax Partners'den satın alarak 4,6 milyar dolar gelirle Dünyanın en büyük giysi şirketlerinden biri oluyor.
Anlaşmaya göre, Phillips-Van Heusen, 2,6 milyar doları nakit ve 379,9 milyon doları hisse olarak ödeyecek ve ayrıca 137,6 milyon dolar tutarındaki borcu üstlenecek.
Apax Partners başkanlığındaki grup Tommy Hilfiger'ı Mayıs 2006'da 1,2 milyar euro'ya satın aldıktan sonra 400 milyon Euro'dan fazla yatırım yaparak çalışan sayısını 1000'in üzerine ve 574 olan mağaza sayısını 1,002'ye çıkarmıştı.
Bünyesinde Calvin Klein, Van Huesen, Arrow, IZOD ve Bass gibi markaları bulunduran Phillips-Van Heusen'in Üst Yöneticisi ve Başkanı Emanuel Chirico, Tommy Hilfiger'ı satın almalarının bazı markalarının uluslararası pazarlara açılmasına yardımcı olacağını umduğunu söyledi.
Tommy Hilfiger 3 milyar dolara satıldı

Deutsche Telekom kadın yönetici istiyor

BERLİN - Avrupa’nın en büyük telekomünikasyon firması Deutsche Telekom, yönetim kademelerinin en az yüzde 30’una kadın yönetici atama kararı aldı.
Almanya’da bir ilk olan kararla, 2015 yılına kadar firmanın orta ve üst yönetim kademelerinde görevli yöneticilerin en az yüzde 30’u kadın olacak.
Deutsche Telekom kadın yönetici istiyor

Kârı yüzde 29 eriyen Koç, 2.200 kişiyi alacak

İSTANBUL - Koç Holding'in, konsolide mali tablolarına göre, 2009 net kârı bir önceki yıla göre yüzde 29.4 gerileyerek 1.43 milyar TL, satış gelirleri ise yüzde 20.6 azalışla 39.45 milyar TL olarak gerçekleşirken, holding bu yıl faaliyet kârını yüzde 34 artışla 4.7 milyar TL'ye çıkarmayı hedefliyor.
Koç Holding'in KAP'a gönderdiği mali tablolarına göre, geçen yıl faiz, ücret, prim, komisyon ve diğer gelirleri eklendiğinde toplam gelirleri 44.83 milyar TL oldu. 2008 yılında toplam gelirler 55.55 milyar TL olmuştu. Koç Holding'in 2009 faaliyet kârı 2008 yılına göre yüzde 31 azalışla milyar 3.47 milyar TL oldu.
Koç Holding CEO'su Bülent Bulgurlu, 2009 sonuçlarını ve 2010 beklentilerini değerlendirdiği açıklamada, "2009 yılını 44.8 milyar lira konsolide ciro ile tamamladık. Faaliyet kârımız ise 3.5 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu rakam, 2008 yılında elde edilen iştirak satış kazançları hariç tutulduğunda, zorlu piyasa koşullarına rağmen yıllık bazda yüzde 3 oranında bir artışa işaret
etmekte. 2008 yılında iştirak satış kazançları hariç yüzde 6 olan faaliyet kâr marjımız, önemli bir artış ile 2009 yılında yüzde 8 olarak gerçekleşti. Vergi öncesi kârımız ise 3.2 milyar TL ile geçtiğimiz yıla oranla bir kereye mahsus gelirler haricinde yüzde 121 artış kaydetti. Net kârımız ise 1.4 milyar liraya ulaştı" dedi.
Geçen yıl 1.7 milyar TL yatırım gerçekleştirdiklerini açıklayan Bulgurlu; 2010 yılında 2.2 milyar TL yatırım yapmayı planladıklarını söyledi.
Koç Holding'in KAP'a yaptığı açıklamaya göre, holdingin 2009 yılı toplam gelirlerinin 24.49 milyar TL'si başını Türkiye'nin tek rafinerisi olan TÜPRAŞ'ın çektiği enerji grubu tarafından sağlandı. Enerji grubu, holdingin faaliyet kârının 1.35 milyar TL'sini de sağladı.
2010 HEDEFLERİBulgurlu, tüm dünya ekonomileri için zor bir yıl olan 2009'da hedeflerini gerçekleştirdiklerini belirtirken, 2010'da büyüme stratejilerinin kârlılık ve süreklilik odaklı olacağını söyledi.
Bulgurlu, 2010'da holdingin faaliyet kârının yüzde 34 artışla 4.7 milyar lira olmasını beklediklerini ifade ederken, toplam satışların yüzde 18 artışla 52.7 milyar lira, uluslararası satışların ise yüzde 28 artışla 11.8 milyar dolar olmasını beklediklerini belirtti.
Kârı yüzde 29 eriyen Koç, 2.200 kişiyi alacak

Ara bağlantı sürpriz oldu, büyümeyi düşürdü

Turkcell'in 2009 yılı finansal ve operasyonel sonuçlarına ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısında konuşan Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, 2009 yılının genel ekonomik durum, sektördeki regülasyonlar ve yoğun rekabet nedeniyle zorlu geçtiğini belirtti.
Ciliv, 2009 yılında yaklaşık 3 milyar lira AVFÖK ve 1,7 milyar lira net kâr elde eden Turkcell'in Türkiye'deki pazar payında geçen yıla göre büyük bir değişim gerçekleşmediğini ve yüzde 56 olduğunu kaydetti.
Geçen yıl pazarın yüzde 5 oranında daraldığını ve 3 milyon civarında sim kartın kullanımdan çıktığını ifade eden Ciliv, burada 2008 yılında yüzde 20 seviyesinde olan çift simkart kullanımının yüzde 15'e gerilemesinin önemli rolü olduğunun altını çizdi.
Pazarın daralmasından üç operatörün de abone kaybederek etkilendiğini ve penetrasyonun yüzde 92'den yüzde 87'ye indiğini söyleyen Ciliv, Turkcell'in 2004-2008 yılları arasında 4,6 milyar lira ile diğer Mobil operatörlerin 2-3 katı yatırım yaptığını, sadece 2009 yılındaki yatırım miktarının ise 2,7 milyar lira seviyesinde bulunduğunu belirtti.
Faturalı abone kazanımında da önemli mesafe katettiklerini kaydeden Ciliv, 2008 yılı 4. çeyreğinde 7,5 milyon olan faturalı abone sayısının 2009 yılı 4. çeyreğinde yüzde 25 artışla 9,4 milyona ulaştığını belirtti.
Ön ödemeli abonelerde ise bir miktar düşüş yaşanırken, buradan elde edilen gelirlerde bir gerileme yaşanmadığına işaret eden Ciliv, 2008 yılında 1 milyon olan net faturalı abone kazanımının 2009'da 1,9 milyona yükseldiğini söyledi.
3G'DE YÜZDE 65 PAZAR PAYICiliv, abone başına aylık kullanımda da yüzde 40'lık bir artış yaşandığını, 2008 yılında 96 dakika olan kullanımın 2009 yılında 134 dakikaya yükseldiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
''3G'de yaklaşık 5 milyon kayıtlı müşterimiz 3G kullanmak için başvurdu. Bunun 2,5 milyonu aktif olarak kullanıyor. 1,9 milyonu da mobil interneti kullanıyor. Vınn kullanımında, 3G uygulamasının ilk 6 ayında 300 bine yakın Vınn, 3G'li netbook ve Notebook satıldı. 3G'de yüzde 65 pazar payımız var. Mobil internet gelirleri yüzde 100 artışla 261 milyon lira oldu. Bu rakamın büyümesini hızla devam ettirmesini bekliyoruz. 3G'nin başladığı ağustos ayından bugüne Turkcell'in data trafiği 5,5 misli arttı. Bunun yüzde 75'i 3G şebekesinden geçiyor.''
Grup şirketlerinin performanslarına da değinen Ciliv, ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerden olan Ukrayna'daki Life'ın dolar bazında gelirleri etkilenirken, yerel para birimi bazında gelir artışının yüzde 19 olarak gerçekleştiğini, Fintur'un da Döviz kurundaki dalgalanmalar sonucu net kara katkısının azaldığını aktardı.
Ciliv, 2009 yılında çalışan sayısında yüzde 5 büyüme kaydettiklerini ve 2009 sonunda 400'e yakın kişiyi işe aldıklarını belirtti.
ARA BAĞLANTI ÜCRETİNDE DÜŞÜŞ BÜYÜK SÜRPRİZKonuşmasının ardından soruları yanıtlayan Ciliv, ara bağlantı ücretlerinin düşürülmesine ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
''Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun (BTK) 2010 için açıkladığı ara bağlantı ücretlerinde yüzde 52 düşüş ve azamide yüzde 38 düşüşün iki sebeple sektör için uygun olmadığını düşünüyorum. İlk olarak bunlar çok yüksek rakamlar. Bütün operatörlerin gelirleri ciddi kayba uğrayacak. İkincisi öngörülebilirlikle ilgili. Yurt dışında 5 senelik plan içerisinde fiyatlar istenilen noktaya geliyor. Bizde ise verilen süre 1,5 ay. Bu sürenin çok az olduğunu düşünüyorum. Burada şirketlerin kendi tarifelerini değiştirmeleri ve müşterilerine bunları duyurmaları için gerekli zaman kalmıyor. Hem düşüşün çok aşırı olduğunu hem de verilen zamanın çok kısa olduğunu düşünüyorum. Bunun bütün sektör için geçerli olduğunu düşünüyorum. 2009'da da yapılan indirimler sonucu bütün operatörlerin karlılıklarında bir düşüş oldu.''
2010 yılı hedefleri konusunda ise Ciliv, 2009'un üçüncü çeyreğinin sonunda Türkiye'de ekonomide ciddi gelişme öngörülerine paralel olarak, işlerinin tekrar büyümeye geçeceğini tahmin ettiklerini ancak sonrasında beklenmedik bir şekilde BTK kararlarının çıktığını söyledi.
Ciliv, ''Bu bizim için büyük sürpriz oldu. O yüzden 2010'da yüzde 10 büyüme tahminimizi geriye çekiyoruz. O tahmini bu şartlar altında gerçekleştirmemiz çok zor diye düşünüyorum'' dedi.
Ara bağlantı gelirlerinin toplam gelirler içindeki payının yüzde 10-11 civarında bulunduğunu kaydeden Ciliv, bu düşüşün sabitten Mobile geçişi de hızlandıracak bir etki yaratabileceğini, Türk Telekom'un da bu durumdan büyük bir fayda sağlamasını beklemediğini söyledi.
Süreyya Ciliv, ''2010'da Türkiye dışında diğer ülkelerde de mobil işi büyütme fırsatlarını değerlendireceğimizi söylemiştik. 2010'da bu konuda çalışmalarımızı artırdık. Uygun fırsatlar olursa, nakitimiz var, bunları değerlendireceğiz'' diye konuştu.
3G'DEN 4G'YE GEÇİŞ YUMUŞAK OLACAKBelarus operasyonuna ilişkin bir soru üzerine Ciliv, 2 büyük operatörün bulunduğu bu pazara 3. operatör olarak girdiklerini ve sıfıra yakın seviyeden başladıklarını belirterek, olumlu gelişmeler yaşandığını, Belarus'ta ilk 3G şebekesini sunduklarını anlattı.
Nisan ayında uygulamaya geçecek kontör yerine dakika uygulamasının bir netlik kazandıracağını ve ön ödemeli müşteriler için kolaylık sağlayacağını söyleyen Ciliv, Elazığ'daki depremin ardından oradaki abonelerin faturalarını bir ay ertelediklerini, ileride gerekirse başka önlemler alabileceklerini söyledi.
'Ara bağlantı' sürpriz oldu, büyümeyi düşürdü

Turkcell den 1.7 milyar lira kâr

İSTANBUL - Turkcell'in 2009 finansal ve operasyonel sonuçlarına ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısında verilen bilgiye göre, Turkcell, gelirlerini önceki yıla göre yüzde 1 artırarak 8,9 milyar liraya yükseltti.
Turkcell’in Türkiye gelirleri ise 3G ile birlikte Mobil data gelirlerindeki katkının artmasıyla yüzde 1.9 yükselişle 8 milyar lira oldu.
Turkcell'in net kârı 2009 yılında toplam 381 milyon lirayı bulan değer düşüklüğü zararı, duran varlıkların kayıtlardan silinmesi ve yasal ödemeler nedeniyle 1 milyar 716 milyon lira olarak gerçekleşti.
Turkcell'in 2009 sonu itibariyle yurt dışı operasyonlarıyla birlikte toplam abone sayısı 62,7 milyon, Türkiye'deki abone sayısı 35,4 milyon oldu.
ABD’de piyasa kapanışı sonrası bilançosunu açıklayan Turkcell’in 2009 yılı 4. çeyrek çeyrek gelirleri ise yüzde 3 gerileyerek 2.26 milyar lira olurken, şirket açıklamasında bu düşüşün genel olarak daha önce açıklanan düzenleyici otorite kararlarına ilişkin bir tazminat ödemesi ve grup şirketlerinin katkısının azalmasından kaynaklandığı belirtildi.
Şirketin 2009 yılı net kârı ise yüzde 25.9 düşüşle 1.7 milyar lira oldu. Şirket net kârdaki gerilemenin, düşük operasyonel kârlılık ile 2009 yılında 381 milyon lirayı bulan; şerefiye değer düşüklüğü zararının olumsuz etkileri, duran varlıklardaki değer düşüklükleri ve hukuki ödemeler ile karşılıklardan kaynaklandığını açıkladı.
Turkcell'den 1.7 milyar lira kâr

Ülker yeni ortaklık peşinde

İSTANBUL - Yıldız Holding Yatırımlar ve İş geliştirme Başkanı Zeki Ziya Sözen'in katılımıyla gerçekleştirilen değerlendirme toplantısında verilen bilgiye göre, 1,4 milyar liralık kısmı yurt dışı satışlardan olmak üzere geçtiğimiz yıl Gıda faaliyetlerinden elde ettiği konsolide brüt cirosu 8,8 milyar lira seviyesinde gerçekleşen Holding, 2009 yılında gıdadan 428 milyon lira faaliyet karı elde etti.
2009 yılında 2 bin 500 kişiye yeni istihdam sağlayan Holding, 2010 yılında bin 400 kişiye yeni iş imkanı yaratmayı hedefliyor.
Geçtiğimiz yılı 274 milyon liralık yatırımla kapatan Yıldız Holding, 2010'da yeni global ortaklıklar ve Kişisel Bakım alanında yeni kategorilerde olmayı planlıyor.
ÇORLU'DA 200 MİLYON LİRALIK YATIRIMDanimarkalı Gumlink ile toplamda 200 milyon lirayı bulacak yatırımla Çorlu'da kurulan fabrikayı faaliyete geçiren Holding, çay alanında ortaklık yapılan Alman Laurens Spethmann Holding ile de yeni bir üretim tesisi kuracak.
2009 yılında Alman çay şirketiyle başlanan görüşmelerin tamamlandığı, yapılan anlaşmanın ardından siyah çay ve bitçi çayı alanında faaliyet gösterecek olan Milford Yıldız şirketinin kurulduğu belirtildi.
Milford Yıldız'ın yeni bir üretim tesisi kuracağı, Trabzon Arsin'de bir çay alım ünitesi açacağı kaydedildi.
KİŞİSEL BAKIMA 100 MİLYON LİRALIK YATIRIMYıldız Holding, 2010'da gıda operasyonları konsolide cirosundaki büyümeyi yüzde 12 olarak bütçelerken, 2010'da yeni bir global ortaklığın daha gerçekleşmesi konusunda çalışmaların sürdüğü bildirildi.
Ülker yeni ortaklık peşinde

Koç: Önümüzdeki süreç, son 2 yılki kadar kritik

İSTANBUL - Arçelik'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Arçelik, 55. yılında Türkiye'nin dört bir yanından gelen yetkili satıcıları ile bir araya geldi.
İstanbul'da gerçekleştirilen ve 1.300 yetkili satıcının hazır bulunduğu Arçelik Yetkili Satıcılar Toplantısı'na Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir ve Arçelik A.Ş. Genel Müdürü Levent Çakıroğlu katıldı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç burada yaptığı konuşmada, Türkiye'yi etkileyen küresel kriz ortamını değerlendirdi.
Dünya ekonomisinin 2008 Ekim ayından itibaren büyük bir finansal türbülansa girdiğini ifade eden Koç, bu türbülansın etkilerinin 2009 yıl ında da tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kendisini hissettirdiğini belirtti. “
Mustafa Koç, "Bugün krizin etkilerinin azalmaya başladığı bir döneme girmiş olsak da, bundan sonraki sürecin de en az son iki yıldır yaşadığımı z süreç kadar kritik önem taşıdığı gerçeği ile karşı karşıyayız" dedi.
Koç, fakat izafi olarak baktıklarında Türkiye'nin Kıta Avrupa'sına, İngiltere'ye ve Amerika'ya göre daha az etkilendiğini ifade etti.
Bu sıkıntılı sürecin tüm ekonomik aktörler için aslında içinde pek çok dersler barındırdığına değinen Koç, şunları kaydetti:
"Bu süreç, bize dünyadaki ekonomik dengelerdeki değişimin Türkiye lehine çok iyi Analiz edilmesi gerekliliğini ortaya koydu. Dünyanın ve Türkiye'nin içinden geçtiği bu zorlu ortama rağmen, gururla ifade etmeliyim ki, Koç Topluluğu olarak dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmemizin, tüm iş ortaklarımız, bayilerimiz ve çalışanlarımızla el ele vermenin faydasını gördük."
2001 krizinden sonra sıkıntıları ihracat pazarıyla geçiştirme imkanına sahip olduklarını belirten Koç, "Ama bu sefer hem içeride hem de dışarıda sorunlar yaşandığı için çok ciddi önlemler almak zorunda kaldık. Kredilerimizi kıstık ve harcamalarımızı çok yakından takip ettik. Daha sonra Nisan ayından 30 Ekim'e kadar olan vergi indirimi de satışların normale dönmesine yol açtı" dedi.
Koç: Önümüzdeki süreç, son 2 yılki kadar kritik

Turkcell de Karamehmet devri sona erdi

İSTANBUL - Turkcell'in Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan özel durum açıklamasında, Turkcell Yönetim Kurulunun, bugünkü toplantısından itibaren geçerli olmak üzere, Colin J. Williams'ı Yönetim Kurulu Başkanı olarak atadığı duyuruldu.
Açıklamada, 22 Mayıs 2006'dan bu yana Yönetim Kurulu bağımsız üyesi olan Williams'ın, bu görevine ek olarak 21 Temmuz 2006'dan itibaren Denetim Komitesi Başkanı olarak da görev yapmakta olduğu hatırlatıldı.
Turkcell'de Karamehmet devri sona erdi

THY: Polonyalı LOT la ilgili alınmış karar yok

VARŞOVA - THY basın sözcüsü Ali Genç, Polonya'nın ulusal havayolu şirketi LOT'u satın almakla ilgili alınmış resmi bir Yönetim Kurulu kararı olmadığını ancak bir fırsat çıktığında değerlendirebileceklerini söyledi.
Polonya gazetesi Rzeczpospolita, Türk Hava Yolları'nın Polonya'nın zor durumdaki ulusal havayolu şirketi LOT'u satın almakla ilgilendiğini bildirmişti. Haber hakkında Polonya Hazine Bakanlığı'ndan bilgi alınamadı.
Reuters'ın sorusu üzerine Genç, "Bizim tarafımızda (Polonya ile ilgili) resmi olarak verilmiş karar yok. Dolayısıyla resmi olarak gündeme gelmiş bir şey yok. Son dönemde başka havayollarıyla ilgili de adı çıkıyor THY'nin. Spesifik bu konu ile ilgili değil ama THY büyüme stratejisi çerçevesinde oluşabilecek fırsatları değerlendirmeye açık. Bir fırsat oluşursa neden olmasın ama özel bir motivasyonumuz yok" dedi.
Polonya Hazine Bakanlığı geçen ay üç alıcının LOT ile ilgilendiğini belirtmiş ancak potansiyel alıcıları isimlendirmemişti.
Rzeczpospolita'da yer alan haberde THY ile LOT arasındaki işbirliğinin öncelikle hisse takası şeklinde gerçekleşeceği bildirildi. Habere herhangi bir kaynak gösterilmedi.
THY: Polonyalı LOT'la ilgili alınmış karar yok

Sabancı bu yıl 2 bin 800 kişiye iş verecek

İSTANBUL - Sabancı Holding'in Yıllık Paylaşım Toplantısı, Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve CEO'su Ahmet Dördüncü'nün katılımıyla gerçekleştirildi.
Toplantıda kesin olmayan sonuçlar doğrultusunda verilen bilgiye göre, 2010 yılı Holding şirketlerinin yeniden karlı büyümeye başlayacağı bir yıl olarak değerlendirilirken, bu yılın Ekonomi ve Şirketler için belirsizliğin göreceli olarak daha az olacağı bir yıl olması beklendiği vurgulandı.
2008 yılında 19 milyar lira olan konsolide net satışını 2009'da yüzde 2 artırarak 20 milyar liraya yükselten Sabancı Holding'in, 2010 yılında ise konsolide net satışlarını yüzde 6 artırarak 21 milyar liraya yükseltmesi öngörülüyor.
2009 yılında 2008'e göre konsolide faaliyet karını yüzde 47 artırarak 3,9 milyar liraya çıkaran Holding, 2010 yılında konsolide faaliyet karını yüzde 3'lük artışla 4 milyar lira düzeyine çıkarmayı amaçlıyor.
Sabancı Holding, 2010 yılında 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedefliyor.
2009'da 1,1 milyar dolarlık yatırım yapan Holding, 2010'da 1,6 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyor.
Sabancı Holding'in 2009 yılı sonunda toplam aktifleri 101 milyar lira olan 2008'e göre yüzde 4 artışla 105 milyar liraya ulaştı.
2010 yılında Holding, personel sayısını yüzde 5 artırarak 55 bin 200'den 58 bine çıkarmayı planlıyor.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 2010 yılının olumlu başladığını, Orta Vadeli Plan(OVP) ve bütçe hedeflerinin gerçekleştirilebilir olduğunu söyledi.
Sabancı bu yıl 2 bin 800 kişiye iş verecek

Doğuş Holding in görünümü pozitif e döndü

İSTANBUL - Doğuş Holding'den yapılan açıklamada, Doğuş Grubu'nun Garanti Bankası ve Doğuş Otomotiv gibi değerli halka açık şirketleri ve güçlü iştirak portföyü aracılığıyla sağladığı finansal esneklik ve izlediği muhafazakar finansal yönetim anlayışı ile Doğuş Yönetiminin borçluluğunu sınırlandırması konusundaki kararlılığına dikkatin çekildiği vurgulandı.
Doğuş Holding'in görünümü 'pozitif'e döndü

Kiler perakendede 1.1 milyar ciro hedefliyor

İSTANBUL - Kiler Perakende Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Kiler, 2010'da perakendede yüzde 33 büyümeyle 1.1 milyar lira ciroya ulaşmayı hedeflediklerini, bu yıl yeni satın almaların olabileceğini belirtti.
Kiler, grubun perakende sektöründeki faaliyetlerine ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, "2010'da yüzde 33 cirosal büyüme öngörüyoruz, bunu da yeni açacağımız 30 mağaza ile gerçekleştirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Kiler perakendede 1.1 milyar ciro hedefliyor

Çimento talebinde yüzde 4 büyüme bekleniyor

İSTANBUL - Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili, çimento sektöründe 2010 yılında yurtiçi çimento talebinin yüzde 2-4 arasında büyüyeceği tahmin ettiklerini söyledi.
TÇMB'nin 52'inci Genel Kurulu'nda yeniden başkanlığa seçilen İğnebekçili yaptığı yazılı açıklamada, "Çimento sektörü olarak 2010 yılında krizin etkilerinin yavaş da olsa atlatılacağına inanıyoruz. Sektörümüzde 2010 yılını toparlanma, 2011 yılını ise yeniden büyüme dönemi olarak görmekteyiz. 2010 yılı için tahminimiz yurtiçi çimento talebinin yüzde 2-4 arasında büyüyeceği yönündedir" dedi.
İğnebekçili, 2009 yılında çimento ihracatında yakalanan başarı ile sektörün ülke genelinde üretim kaybına uğramadığını belirterek, özellikle Afrika pazarındaki ihracatın artması ile Irak ve Suriye’deki talebin büyümesinin, çimento ihracat rakamını rekor seviyede artırarak 16.5 milyon tona çıkardığını kaydetti.
Geçen yıl sonunda çimento iç tüketiminin bir önceki seneki 42.5 milyon ton seviyesine yaklaşmasının beklendiğini kaydeden İğnebekçili, artan kapasitelere bağlı yoğun rekabet ortamının yurt içi ve kısmen de yurt dışı çimento fiyatlarının düşmesine neden olduğunu ve yıllık bazda yüzde 20 oranında düşüş yaşandığına dikkat çekti.
Çimento talebinde yüzde 4 büyüme bekleniyor

THY den 304 metre yüksekliğe reklam

İSTANBUL - Türk Hava Yolları (THY), tanıtım, reklam ve sponsorluk anlaşmalarıyla da adından söz ettiriyor.
Barcelona ve Manchester United takımlarıyla sponsorluk anlaşmaları yaparak dünyada adından söz ettiren THY, yeni bir reklam konseptine yönelerek şimdi de reklamcılıkta Uzakdoğu semalarına uçtu.
Güneydoğu Asya ülkelerinden Tayland'ın başkenti Bangkok'un en yüksek binası olan ve Dünyanın da en yüksek gökdelenlerinden birisi olma özelliğine sahip Baiyoke Tower Tayind, THY reklamı ile donatıldı. Bangkok'un en yüksek ve en önemli iş merkezi olan Baiyoke Tower'a, THY'nin 2010 yılı ile birlikte başlayan yeni reklam konsepti ''Globally Yours'' görseli uygulandı.
Antensiz yüksekliği 304 metre, anteni ile birlikte 328 metre olan Baiyoke Tower binasının, iki yüzüne uygulanan THY reklamı 6 ay bina üzerinde kalacak. Gökdelenin dış yüzeyine, 15 günlük bir çalışma sonucunda giydirilebilen reklam, THY'nin dış mekan anlamında kullanmış olduğu en büyük (2200 metrekare) mecra olma özelliği taşıyor.
İLGİLİ HABER
THY'nin bu reklamı ses getirdi
Baiyoke Tower'daki THY reklamı, 2010 yılı Ağustos ayı başına kadar (Şubat-Temmuz 2010 dönemi) binada yer kalacak.
BAİYOKE TOWERBaiyoke Tower, Tayland'ın en yüksek binası olma özelliğine sahip. Bu özelliğinden dolayı da sıra dışı bir reklam mekanı olan Baiyoke Tower, Bangkok'un neredeyse tamamından görülebiliyor. Binanın bir diğer özelliği ise Bangkok trafiğinde her gün binlerce insanın kullanmak zorunda olduğu ve iki havaalanına da ayrı hatlardan giden otoyollara yakınlığı.
Bina bu iki otoyoldan da çok iyi bir şekilde görülebiliyor. Bangkok'u, şubat-temmuz doneminde yaklaşık 8 milyon turist ziyaret ediyor. Bu nedenle, THY reklamını dünyanın dört bir yanından gelen milyonlarca kişi görme imkanı bulacak.
THY Bangkok Müdürü Adnan Aykaç, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ''Uzak Doğu'nun en prestijli reklam mecralarından birinde yer alıyor olmak bizim için gurur verici. Bu reklam, THY'nin bir dünya markası olduğunun en güzel örneklerinden birisi. Bangkok gibi global bir şehre yakışan gerçek anlamda global bir çalışma oldu. Daha şimdiden çok güzel tepkiler aldık'' dedi.
THY'den 304 metre yüksekliğe reklam

Türk yöneticiye rekor ceza

LONDRA/İSTANBUL - İngiltere Finans sektörü denetleme kuruluşu FSA, aralarında Çukurova Grubu'na bağlı Genel Enerji'nin CEO'su Mehmet Sepil'in de bulunduğu üç Türk yöneticiye piyasayı kötüye kullandıkları gerekçesiyle 1.16 milyon sterlin ceza verdiğini açıkladı.
FSA tarafından yapılan açıklamada, Sepil'in Heritage Oil hisselerinde yaptığı işlemler sebebiyle 967,005 sterlin cezaya çarptırıldığı ve bunun kuruluş tarihinde özel kişilere verilen en büyük ceza olduğu belirtildi.
Genel Enerji ile Heritage Oil, geçen Haziran'da birleşmek için bağlayıcı olmayan bir anlaşma yapmış, ancak Kasım'da birleşmeden vazgeçilmişti.
Genel Enerji'nin Kuzey Irak'ta ikisi Petrol üretilen saha olmak üzere toplam 7 adet ruhsatı bulunuyor.
SEPİL: HUKUKİ KISITLAMADAN HABERDAR DEĞİLDİKMehmet Sepil yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: "Geçtiğimiz yıl Genel Enerji yöneticilerinden Levent Akça , Murat Özgül ve şahsım tarafından Londra borsasında işlem gören Heritage Oil Plc. (Heritage) hisseleri ile ilgili alım satım işlemleri yapılmıştır.
FSA tarafından yapılan basın açıklamasında, ne şahsım ne Murat Özgül ne de Levent Akça tarafından piyasa istismarına yönelik bir niyet içinde bulunulmadığı açıkça ifade edilmektedir. Söz konusu hisse alım satımları, ilgili ülkedeki hukuki kısıtlamalardan haberdar olunmadan yapılmıştır. Buna rağmen bahsedilen işlemleri yapmış olmaktan dolayı üzüntü duymaktayız.
Genel Enerji hukuk danışmanlarının uyarısı üzerine, hisse alım satımıyla ilgili olarak tarafımızca FSA’e gönüllü olarak başvuruda bulunulmuştur. Ayrıca araştırmanın her safhasında FSA ile işbirliğinde bulunulmuş ve ilk fırsatta elde edilen kârın geri verilmesi teklif edilmiştir."
CEZA GETİREN ALIM SATIM SÜRECİFSA'nın internet sitesinde yer alan açıklamada ise hisse alım satım süreci hakkında bilgi verildi. Açıklamada, Genel Enerji ve Heritage Oil'in Kuzey Irak'ta bulunan Miran sahasında petrol arama çalışmaları için 31 Mart 2009'da ortaklık kurdukları ve 17 Nisan ile 3 Mayıs tarihleri arasında sahadaki arama çalışmaları hakkında kamuya açık olmayan bilgilerin günlük olarak Genel Enerji ile paylaşıldığı kaydedildi.
Açıklamaya göre Sepil, Özgül ve Akça 4 Mayıs'ta katıldıkları ve olumlu arama sonuçları hakkında bilgi aldıkları bir Dizi toplantının ardından ertesi gün aracı kurumlar vasıtasıyla Heritage Oil hissesi aldı.
Üç yönetici, Heritage tarafından Miran sahasında büyük miktarda petrol bulunduğuna yönelik 6 Mayıs'ta yapılan açıklamanın ardından yüzde 25 civarında değer kazanan hisseleri satarak kâr etti.
Türk yöneticiye rekor ceza

Aydın Doğan, PO nun başkanlığından ayrıldı

İSTANBUL - Petrol Ofisi A.Ş'nin, Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, şunlar kaydedildi:
''Şirketimiz Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Aydın Doğan, kendi isteği ile Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinden ayrılmıştır.
Aydın Doğan, PO'nun başkanlığından ayrıldı

Özel markalı ürünlere sınırlama sıkıntı yaratır

İSTANBUL - Plat Özel Markalı Ürünler Tedarikçileri Derneği Başkanı Mete Buyurgan, uzun zamandır askıda bekleyen Büyük Mağazalar Yasa Tasarısı'yla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi: "Yasa taslağında bulunan “perakendecilerin özel markalı ürünler olarak ürettirip satmakta olduğu ürünlerin toplam cirolarının 20' sini veya satışa sunulan ürünün kategorisindeki ürünlerin yüzde 20'sini geçemez” maddesi ile sınırlandırılması özellikle Kobi'lerimize ciddi bir sıkıntı yaratacaktır.
'Özel markalı ürünlere sınırlama sıkıntı yaratır'