Citroen Bridgestone'u seçti
28 Şubat 2010 Pazar
Citroen Bridgestone u seçti
Citroen Bridgestone'u seçti
En ekonomik Fiat Grande Punto geldi
En ekonomik Fiat Grande Punto geldi
Ferrari den Formula pistlerine 10 numara
Ferrari'den Formula pistlerine 10 numara
Peugeot tan çevreci yarışma
Peugeot'tan çevreci yarışma
Hyundai servislerinde indirim
Hyundai servislerinde indirim
% 120 lik büyüme Türkiye yi Chevrolet nin 1 numarası yaptı
SPARK'A Michael Jackson BENZETMESİ
CHEVROLET'NİN yenilenen modeli Spark, Türkiye'de 24 bin 106 TL'den başlayan fiyatlarla satışa sunuldu. Chevrolet Türkiye Genel Müdürü Murat Aydın, "Eski Spark ile Yeni Spark arasında ne kadar fark varsa, 1978'deki Michael Jackson ile 2009 yılındaki Michael Jackson arasında o kadar fark var'' dedi. Tüm Avrupa ile birlikte Türkiye'de de Chevrolet Spark 1.0 ve 1.2 litrelik benzinli motor seçenekleriyle satışa sunulacak.
% 120'lik büyüme Türkiye'yi Chevrolet'nin 1 numarası yaptı
Satılan her dört VW den biri ödüllü Polo olacak
Satılan her dört VW'den biri ödüllü Polo olacak
Türkiye otomotivde dünyaya örnek oldu
PAZAR PAYI HEDEFİ YÜZDE 10
Uygun, devam eden kampanya ile ilgili şunları söyledi: "Türkiye'de VW markalı 320 bin araç var. Bunların 120 bini garanti süresi bittikten sonra yetkili servis yerine özel servise gidiyor. Biz yaptığımız kampanyayla bu rakamın 30 binini yetkili servislere çekip yeni müşteri kazandık. Kampanyada 4 yaş ve üstü araçlarını yetkili servislere getirenlere araç yaşının 3 katı indirim uyguluyoruz." Çetin geçen 2009'u istedikleri sayıda Otomobil temin edememelerine rağmen, 2008'e oranla daha iyi tamamladıklarını söyleyen Uygun, hedeflerini şöyle anlattı:"2008'de 21 bin 136 adetlik satışla yüzde 6.9 olan pazar payımızı, 2009'da 26 bin 760 adetlik satışla yüzde 7.2'ye çıkardık. İkmal problemimiz olmasaydı bu oran yüzde 8'in üzerine çıkardı. Bu yıl sonunda 30 bin adeti aşarak yüzde 8.2 pazar payına ulaşmayı hedefliyoruz. 2011 hedefi ise 40 bin adetlik satış yüzde 10 pazar payı."
VW 5 YENİ MODELLE ATAKTA
VW, 2010'da yeni modeller ve mevcut satışı gerçekleştirilen modellerin alternatif versiyonlarıyla hedefini büyüttü. Golf ve Scirocco'nun 240 beygir gücündeki R versiyonları Mart ayında satışa sunulacak. İkinci çeyrekte yeni Touareg ve Polo'nun 170 beygir gücündeki 1.4 lt motorlu GTI modeli ithal edilecek. Yılın üçüncü çeyreğinde ise yenilenen Touran gelecek.
Türkiye otomotivde dünyaya örnek oldu
Japon otomobillerine nazar değdi
HONDA DA GERİ ÇAĞIRIYOR
Diğer Japon Otomobil üreticisi Honda da, dünya genelinde 646 bin adet aracını teknik sorun nedeniyle geri çağıracak. Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da satılan Honda'nın Fit ve jazz modellerini kapsayan kararın, pencerelerinin açma ve kapama sisteminde oluşan hata nedeniyle alındığı bildirildi.
TÜRKİYE'DE DURUM BELİRSİZ
Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş. geri çağırma kampanyasına ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye'de satılan araçların etkilendiğinin tespiti halinde, araç sahiplerine ulaşılıp işlemlerin hızlı şekilde gerçekleştirileceğini duyurdu. Durumdan etkilenen ülke ve araç sayısı tespit ediliyor.
Japon otomobillerine nazar değdi
Fiat ın 110 yılda ürettiği 42 otomobil
Fiat'ın 100 yılda ürettiği otomobillerin fotoğrafları için tıklayın!
Fiat'ın 110 yılda ürettiği 42 otomobil
2010 da satışa sunulacak 70 yeni model
İŞTE 2010'DA SATIŞA SUNULACAK 70 YENİ MODEL
2010’da satışa sunulacak 70 yeni model
36 ay taksitle Alfa Romeo fırsatı
Mito'nun fiyatı 20 bin 539 euro'dan başlıyor.
36 ay taksitle Alfa Romeo fırsatı
Türkiye, Avrupa liginde 8 inci sırada
Türkiye, Avrupa liginde 8'inci sırada
Citroen den 3.500 TL indirim
Citroen'den 3.500 TL indirim
Volkswagen ticari 2010 a indirimle girdi
Volkswagen ticari 2010'a indirimle girdi
Skoda dan yüzde 25 indirimli servis
faydalanabiliyor.
Skoda'dan yüzde 25 indirimli servis
Honda dan ağzı yanan Özilhan teklifi reddetti
Honda'dan ağzı yanan Özilhan teklifi reddetti
Şifreniz 5 dakikada kırılabilir
Korkmaz, bilgisayar sistemlerindeki parolanın, sisteme bağlanan kullanıcı kimliğinin doğrulanması amacıyla kullanıldığını anımsattı. Parola seçiminde, kullanıcıların genelde hatırlanması kolay ve kısa parolalar seçtiklerinin bilinen bir yöntem olduğunu belirten Korkmaz, bu tür parolaların bilgisayar korsanları için kolay hedef olduğunu ve tek bir ''zayıf'' kullanıcı parolasının bile tüm sistemin güvenliğini tehlikeye düşürebildiğini vurguladı.
GERÇEK ŞİFRELER KIRILDI
Korkmaz, akademik çalışmalarında, güvenilir kaynaklardan elde ettikleri ve bir sistemde kullanılan 2 bin 564 gerçek Türkçe parolayı seçtiklerini ve çeşitli yöntemlerle Bilimsel veriler kullanılarak ''şifreleri kırmaya'' çalıştıklarını anlattı. İlker Korkmaz, bu parolaların gizlilik nedeniyle araştırma kapsamı dışında hiçbir şekilde kullanılmadığını bildirdi.
Çalışmanın ilk bir aylık sürecinde tüm parolaların yüzde 30'una karşılık gelen 777'sinin tahmin edilebilir özellikte olduğunun belirlendiğini ifade eden Korkmaz, denenen parolaların yüzde 5'inin beş dakika içinde, yüzde 10'unun da ilk gün içinde tahmin edilebildiğini kaydetti. Korkmaz, çalışma sonucunda elde ettikleri verilere ilişkin şu bilgileri verdi:
''Kırılan 777 parolanın 564'ü sadece sayısal karakter içeriyor. Sadece rakam dışında hiçbir karakter kullanmadan parola seçen kullanıcı sayısı azımsanmayacak oranda. Ayrıca, kırılan parolaların büyük oranının sadece rakamlardan oluşması, bu tür parolaların zayıf olduğunu gösteriyor. Kırılan parolalar arasında sadece 32 parola, en az bir Türkçe alfabeye ait karakter içeriyor. 2 bin 564 Türk kullanıcısı içinde yüzde 98'den daha fazlası, parola seçiminde Türkçe karakter tercih etmiyor. Tümü sayılardan oluşan parolaların büyük oranı, 3 karakterli şifrelerin tamamı kırıldı. Türk kullanıcıların parolalarının yüzde 73'ünde en az 1 rakamsal karakter, yüzde 39'unda en az 1 büyük harf kullandığı ortaya çıktı.''
İlker Korkmaz, 2 ve 3 karakterden oluşan tüm şifrelerin kırılabildiğine işaret ederek, 4 karakterli parolaların yüzde 96'sının, 5 karakterlilerin yüzde 42'sinin, 6 karakterlilerin yüzde 31'inin, 7 karakterlilerin yüzde 4'ünün, 8 karakterlilerin yüzde 2'sinin kırılabildiğini bildirdi.
Korkmaz, Türk kullanıcı parolaları üzerine bulgulara ulaşılan çalışma sonuçlarının Türk kullanıcı eğilimleri olarak belirtilmiş olsa da diğer ülke kullanıcıları için de genel olarak benzediğini kaydederek, ''İnternet kullanıcılarına akılda kolay kalabilecek ve aynı anda da karışık karakterli şifreleme yöntemlerini tavsiye ediyoruz'' dedi.
Dünya çapındaki bazı araştırmacıların parola seçiminde çeşitli öneriler getirdiklerini belirten Korkmaz, ''Araştırmacılar, kullanıcının kendilerini anlatan anlamlı bir cümledeki kelimelerin ilk harflerini bir araya getirerek parola yapılabileceğini belirtiyor. Buna örnek olarak, 'Ben 3 yıldır mühendislik eğitimi alıyorum, memnunum' cümlesi gösterilebilir. Bu cümlenin baş harfleriyle oluşturulan 'B3yMea,m' parolasındaki gibi; internet kullanıcılarına, kolay hatırlanabilen ve aynı anda da zor kırılabilecek kendilerine ait cümlelerin baş harfleriyle şifreleme yapmaları önerilebilir'' dedi.
ÖNERİLER
Korkmaz'ın verdiği bilgiye göre, araştırma sonucunda belirlenen zayıf parola nitelikleri şöyle sıralanıyor:
''Parola uzunluğunun 7 karakterden az olması, parolanın 'zayıf' olarak nitelendirilmesine yetiyor. Karakterlerin tümünün rakamsal ya da alfabetik olması, sayısal karakterlerle sonlandırılması da zayıf parolaya neden oluyor. Parolanın uzunluğunun 7 karakterden büyük olsa da kullanıcı bilgisinin, parolada sözlüklerde yer alan bir kelimenin, özel bir ismin bulunması da zayıf olmasına yetiyor.''
''Güçlü'' parola nitelikleri ise şöyle sıralanıyor:
''Parolanın içerdiği karakterlerde en az 1 rakam ve en az 1 büyük harf olacak şekilde, parolada hem sayısal, hem de alfabetik karakterler birlikte kullanılmalı. Parolada, en az 1 harf veya rakam olmayan noktalama işareti gibi özel bir karakter içermeli. Kullanıcıların yalnız kendi alfabelerinde yer alan harflerden en az birini kullanması şifrenin kırılma olasılığını düşürüyor. (Türk kullanıcılar için, 'ç,ğ,ı,ö,s,ü' karakterleri gibi.)''
Şifreniz 5 dakikada kırılabilir
Kızlar iletişim erkekler oyun...
Araştırmaya göre, internet ve bilgisayar kullanımı çok küçük yaşlara kadar inerken, aileler, evlerine bilgisayar ve interneti çocuklarının derslerine yardımcı olması için alıyor.
Söz konusu yaş grubu çocuklar arasında internet başında geçirilen zamana bakıldığında, öğrencilerin interneti en çok ''oyun'' ve ''iletişim'' amaçlı olarak kullandığı gözleniyor. Bunun yanında öğrenciler interneti ödev ve araştırma amacıyla kullanıyor.
Çocukların interneti ne amaçla kullandıklarını ortaya koyan araştırmaya göre, kız çocuklarının yüzde 60'ının arkadaşlarıyla ''iletişim kurma'' amacıyla kullandığı, erkek çocuklarının ise yüzde 55'inin interneti en çok ''oyun oynama'' amacıyla kullandığı ortaya çıkıyor.
Öğrencilerin, ''internet ortamı güvenli mi?'' şeklindeki soruya yüzde 60 oranında ''evet'' yanıtını verdiği araştırmaya göre, bazı sitelerin ekranda görülmesine izin vermeyen ''aile koruma şifresi'' kullanımı da giderek artıyor. Anketten çıkan sonuçlara göre, yüzde 53'lük oranda aile koruma programına sahip aile bulunurken, gelecekte bu oranın artması bekleniyor.
Ankete katılan öğrencilerin yüzde 50'si internetin ''mutlaka olması'' gerektiği yanıtını verirken, yüzde 42'si ''olmalı'', yüzde 8'i ise ''olmasa da olur'' yanıtını verdi. Öğrencilerin yüzde 55'i ise günde 1-3 saatini internet başında geçiriyor. Araştırmacılar, bu sonuçların ''öğrencilerin internete bağımlılıklarını ortaya koyduğu'' yönünde yorum yapıyor.
Öğrencilerin yüzde 82'inde bilgisayar kendi odalarında bulunurken, yüzde 20'sinde oturma odasında, yüzde 15'in de ise dizüstü bilgisayar bulunuyor. Araştırmacılar, anketin sonuç raporunda çocukları internet ortamındaki tehlikelerden korumanın en önemli yöntemlerinden birinin bilgisayarı evin ortak kullanım alanlarında bulundurmadan geçtiği yönünde görüş bildiriyor.
Kızlar iletişim erkekler oyun...
Evde cebi ekonomik kullanmak mümkün
Evde cebi ekonomik kullanmak mümkün
Ürün turu
Casper, taze Intel Core i7 işlemcili canavarı dize getiriyor. Casper Nirvana, Intel Core i7 ile 4 çekirdekli en güçlü işlemciyi Türkiye'de de kullanıma sunuluyor. Böylece tüm dünya ile hemen hemen aynı zamanda taze ürünler Türkiye'ye giriş yapıyor. Casper yerli üretim ile taze teknolojiler bir araya getirerek Türkiye'de piyasaya sunuyor. Ürünün fiyatı seçilen işlemci ve diğer özelliklere göre 1500 ile 2000 TL arasında değişiyor. 15.4 inç ekranı Full HD ekranı gerçeğe yakın görüntülerle Oyun kullanıcılarının dikkatini çekiyor.
Boyu küçük yeteneği çok
Mini dizüstü Bilgisayar boyutlarındaki M11X boyundan büyük işler yaparak oyun tutkunlarına daha hafif alternatif sunuyor. Dell'in Alienware markasıyla tanıttığı güçlü oyun bilgisayarları mini dizüstü modasından etkilenirken atalarının genlerini taşıdığını da çift çekirdekli işlemcisi, 8 GB belleği ve 500 GB sabit diski ile gösteriyor. Alienware M11X, 11 inç ekranı olan 720p HD yayın desteği ile küçük ekranda unutulmamış.
Dizüstünün eksiği de yok fazlası da
Hewlett Packard, günlük kullanım için ideal olduğunu düşündüğü dizüstü modeli G62T'yi mütevazı bir tanıtımla açıkladı. Standart olarak 15.6 inçlik LED aydınlatmalı ekrana ve Inrel Core i3 işlemciye sahip olan model, 3 GB bellek, 160 GB depolama alanı, DVD yazıcı, 6 hücreli pil ile Windows 7 Home Premium 64-bit içeren bir paketle geliyor. WiFİ, ethernet, 3 adet USB girişi ile kulaklık ve mikrofon mevcut. ABD'de fiyatı 600 dolar.
Ürün turu
Avrupa da PC satışında yalnız Türkiye büyüdü
Avrupa'da PC satışında yalnız Türkiye büyüdü
Tablet PC, iPad den önce Toshiba ile martta geliyor
OPERATÖRLER DE SATACAK
JurnE Touch'ın bazı özellikleri iPad'den daha iyi olmasına rağmen Türkiye'de satış fiyatının 310 dolar civarında olması bekleniyor. 2 USB girişi ve SD kart yuvası ile iPad'de olmayan genişleme olanağını sunuyor. Windows CE 6.0 işletim sistemi kullanan cihazın tarayıcısı Opera olacak. Ekran desteği ve cep telefonundaki hızı taşımak için tarayıcı olarak Opera kullanılıyor. JurnE Touch'ın Türkiye'de satış modelini belirlemek için Toshiba temsilcisi TNB ile operatörler arasında görüşmeler devam ediyor. Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone uzun süreli kontrat karşılığı ürünün satışını yapmak istiyor. Yılın son çeyreğinde 10 inç ekran, 3G erişimi, TV için HDMI bağlantısı olan modeli de vitrindeki yerini alacak. Yetenekleri karşılaştırıldığında JurnE, iPad'e göre bilgisayara daha yakın.
DÜKKÂN FARK YARATIYOR
Apple'ın kıskanılan yanını Tasarım ve pazarlama yeteneği dışında internetteki iTunes, App Store gibi sanal mağazaları oluşturuyor. App Store adı verilen uygulama mağazasındaki 140 bin adet seçenek, sistemdeki en önemli farkı yaratıyor.
Tablet PC, iPad'den önce Toshiba ile martta geliyor
DOS döneminden kalma virüs
İlk olarak Windows NT 3.1 işletim sisteminde ortaya çıkan güvenlik zaafiyeti, Windows'un her yeni versiyonu çıktığında devam ederek geldi.
Microsoft'un aylık güvenlik güncellemesinde, ayrıca Windows işletim sisteminde 5'i "kritik" olarak değerlendirilen 25 güvenlik açığı kapatılacak.
Eski dönemlerden kalma Bilgisayar virüsü, geçen ay Google güvenlik araştırmacısı Tavis Ormandy tarafından keşfedilmiş ve Windows işletim sisteminin yeni sürümlerinin, çok eski programları çalıştırabilmesi için kullanılan yardımcı bir yazılıma bulaştığı anlaşılmıştı.
Ormandy, güvenlik açığının Windows XP, Windows server 2003 ve 2008 ile Windows Vista ve Windows 7'de bulunduğunu tespit etmişti.
DOS döneminden kalma virüs
Yazıyı silebilen yazıcı üretildi
PrePeat adı verilen ve mürekkep veya toner kullanılmayan yazıcıda yazılar, ısıya duyarlı plastikle kağıt üzerine aktarılıyor.
Üzerinde "Yazdır", "Sil", "Sil ve Yazdır" tuşları bulunan yazıcı, şimdilik sadece siyah baskı yapabiliyor.
Yazıyı silebilen yazıcı üretildi
Explorer da yeni açık uyarısı
Firma yöneticileri, IE'de belirlenen yeni açığın, geçen ay ortasında IE'nin 6. versiyonunda görülen ve Çin'de Bilgisayar korsanlarının Google'a karşı faydalandıkları zafiyetten farklı olduğunu belirterek, bu açığın sadece Windows XP işletim sistemi için risk oluşturduğunu kaydettiler.
Microsoft, bu açık konusunda bir internet Güvenlik şirketi tarafından dün Washington'da düzenlenen bir konferansta kanıtlarıyla birlikte uyarıldı.
Milyonlarca Windows XP kullanıcısının internette dolaşırken siber saldırılardan korunmalarını sağlamak amacıyla Microsoft, güvenlik uyarısı bölümünde tıklanması yeterli bir düğme koydu.
Explorer'da yeni açık uyarısı
Microsoft Mobile 7 ceplere yelken açtı
Microsoft Mobile 7 ceplere yelken açtı
Cep pillerinden otomobile yakıt
dama atmak anlamına geliyor.
Cep pillerinden otomobile yakıt
Cep.sabah.com.tr yenilendi
Sade yüzüyle de okuyucuların beğenisini kazanan Cep.sabah.com.tr'de, Sabah Gazetesi'nin tüm yazarlarının günlük ve arşiv yazılarına bir tıkla ulaşabilirsiniz.
Spor'dan ekonomiye, hava durumundan astrolojiye, Son Dakika haberlerinden piyasa rakamlarına kadar zengin bir içeriğe sahip olan Cep.sabah.com.tr yaşamınızın vazgeçilmez bir parçası olacak.
Cep.sabah.com.tr yenilendi
iPad dan daha kalın ve daha ağır P88 in USB girişi de var
iPad'dan daha kalın ve daha ağır P88'in USB girişi de var
Çin firması iPAD çakma , Fujitsu İsim benim dedi
Çin firması 'iPAD çakma', Fujitsu 'İsim benim' dedi
Lost heyecanı Turkcell MobilTV de
Milyonlarca kişi tarafından büyük merakla beklenen Lost'un 6. sezonu Türkiye'de 5 Şubat'tan itibaren sadece Digiturk DiziMax'te yayınlanacak. Turkcell müşterileri, Mobil TV'deki "Lost in 8:15" adlı ilk 5 sezona ait özet içerik sayesinde son sezon öncesi tüm bilgilerini tazeleyip, Dizimax'teki yeni bölümlere hazırlanabiliyor.
Turkcell MobilTV servisi için; TV ya da MOBILTV yazarak, 2222'ye kısa mesaj göndermek yeterli. Telefona gelecek linke tıklayarak, uygulamayı indirip 'Video' başlığı altından Lost'un özet içeriğine kolayca ulaşmak mümkün. Telefonu Turkcell MobilTV uygulamasını desteklemeyenler, MobilTV WAP ana sayfasından içeriğe ulaşabiliyor.
Lost heyecanı Turkcell MobilTV'de
Katlanıp cebe giren görüntü
''Yeşil renk'' oluşturulamadığı için bugüne kadar yapılamayan esnek malzemeler için literatürdeki eksiklikleri iki yıl önce tamamlayan araştırmacılar, son çalışmalarını çok daha ileriye taşıyarak ''üstün özellikli'' tek bir plastik malzemeyle binlerce tondaki rengi elde etti.
Yeni nesil polimer tabanlı malzemeler, maliyetleri düşük Organik tabanlı güneş pilleri ile LED yapımında da kullanılacak.
ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, görüntü cihazı ekranlarının yapımında günümüzde inorganik malzemelerin kullanıldığını ve bu malzemelerin yüksek maliyetlerinin bulunduğunu belirtti.
Prof. Dr. Toppare, görüntü cihazlarında kullanılmak üzere plastik özellikler taşıyan elektrokromik polimerler üzerine başkanlığını yürüttüğü ekibin uzun yıllardır çalıştığını söyledi.
Bu çalışmaların en önemli sonuçlarından birini iki yıl önce aldıklarını belirten Toppare, ''Polimer Tabanlı Görüntü Cihazları ve Eksik Renk Yeşil'' adlı çalışmalarında, yeşille şeffaf arasında dönüşebilen eksik rengi oluşturan elektrokromik malzemeyi geliştirdiklerini anımsattı.
Toppare, bu çalışmalarında görüntü cihazlarının bu malzemelerle yapılarak maliyetlerinin düşürülmesi için literatürdeki eksiklikleri tamamladıklarını anımsattı.Bu çalışmalarının ardından literatürde kırmızı, mavi ve yeşil renklerde bir eksiklik kalmadığını anlatan Toppare, şu bilgileri verdi:
''Literatüre bakıldığında, farklı polimerlerden bir kısmı kırmızı, mavi, yeşil, multikromik, floresan (ışık yayabilen) veya bir kısmı da çözülebilen polimerlerdir.Ancak bütün bu özellikler, farklı farklı polimerlerle sağlanabiliyordu.
''TÜM RENKLER TEK POLİMERDE''
Prof. Dr. Toppare, patent alan bu çalışmalarının ardından başkanlığını yürüttüğü son çalışmalarında ise araştırma görevlileri Abidin Balan ve Derya Baran'la birlikte aynı anda tüm renk geçişlerini tek başına sağlayan ''benzotriazol içerikli polimerler'' geliştirdiklerini açıkladı.
Toppare, görüntü cihazı ekranlarının katlanabilir gibi esneme özelliklerine sahip olabilmesi için her renk için ayrı ve onlarca sayıda polimer değil, geliştirdikleri tek bir polimerin yeterli olacağını söyledi.
Araştırmaları sonunda elde ettikleri iletken polimerlerin tek başına görüntü teknolojisinin ihtiyaç duyduğu kırmızı, yeşil, mavi, siyah ve şeffaf olmak üzere bütün renk geçişlerine, yaygın solventlerde çözünebilirliğe, hem p hem n tipi katkılanabilirliğe sahip olduğunu bildiren Toppare, şunları
kaydetti:
''Yeni çalışmamızda her renk için ayrı bir malzeme yerine tek bir malzeme geliştirdik. Bu tek polimer, aldığı gerilime göre her rengi oluşturabiliyor. Yani görüntü cihazlarında renk üretimi için gereken mavi, kırmızı, yeşil ve şeffafa kadar uzanan milyonlarca ana ve ara renk tonunu elde etme yeteneğini tek bir polimerde topladık.
Ayrıca malzemenin önemli diğer bir özelliği de bildiğimiz tüm malzemelerde çözünebilme özelliği. Bu haliyle malzeme, her türlü geniş yüzeylerde de kullanılabilecek. Dolayısıyla malzemeyi yalnızca elektrolitik olarak değil, kimyasal yöntemlerle de yapmak mümkün hale geliyor.''
Toppare, çalışmaları ile Televizyon, Bilgisayar gibi görüntü cihazlarının bu malzemelerle yapılabilmesi için renk geçişleri arasındaki zamanı mikron seviyelerine düşürme yolundaki çalışmalarının da sürdüğünü bildirdi.
"GÜNEŞ PİLİ DE YAPILACAK''
Prof. Dr. Toppare, geliştirdikleri teknolojinin yarı iletken olma özelliğinin yanı sıra floresan özellikleri nedeniyle güneş pillerinin imalatında etken maddeler olarak da kullanılabileceğini bildirdi.
Toppare, ODTÜ'de, Devlet Planlama Teşkilatının desteğiyle kurulan Güneş Enerjileri Araştırma Merkezinde (GÜNAM) polimerik tabanlı güneş pillerinin üretilmesi için araştırmalara başladıklarını da açıkladı.
Tüm dünyada organik malzemelerden güneş pili yapımı için yüzlerce araştırmanın yürütüldüğünü aktaran Toppare, bu araştırmalarda yüksek verim gücüne sahip ve yeniden kullanılabilir pillerin düşük maliyetlerle üretilmesinin amaçlandığını söyledi.
Geliştirdikleri malzemenin, özelliği nedeniyle LED yapımında da kullanılabileceğini belirten Toppare, açıklamalarını, ''Sayılan özelliklerin hepsini birden taşıyan tek bir malzeme maliyet düşüklüğü, kulanım alanlarının genişliği ve daha önemlisi benzersizliği yönünden paha biçilmez bir üründür'' sözleriyle tamamladı.
Katlanıp cebe giren görüntü
Uykusuz oyun günleri Global Game Jam
Uykusuz oyun günleri Global Game Jam
Seçim sonuçları durduruldu
Yulia Timoşenko Bloko 25 Şubat için kararlaştırılan Yanukoviç'in yemin töreni ile ilgili parlamentonun aldığı kararın durdurulmasını talep ediyor. Parlamentonun da yeni takvim konusunda karar verecek.
Konu ile ilgili Rusya basınına açıklamada bulunan Başbakan Birinci Yardımcısı Oleksandr Turçinov, "Parlamentodan 25 Şubat olarak belirlenen takvimin değiştirilmesini istiyoruz." bilgisini verdi. Timoşenko bloku daha önce de, henüz 2010 bütçesinin onaylanmadığını, yemin töreni ve kutlamalar için de paranın olmadığını açıklamıştı.
Seçim sonuçlarını kabul etmeyen Timoşenko, binden fazla bölgede seçim ihlalleri yapıldığını, gerekli Video ve diğer tutanakları mahkemeye verdiklerini kaydetti. Uluslararası gözlemciler seçimlerin adil ve demokratik bir ortamda gerçekleştiğini kaydederken, başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere onlarca ülke Yanukoviç'i seçim zaferinden dolayı kutlamıştı.
Seçim sonuçları durduruldu
Tren kazasında bir Türk ün öldüğü kesinleşti
8 aylık hamile olan Demirci Quiévrain-Liège seferini yapan trende ilk vagonda seyahat ettiği tahmin ediliyordu.
Belçika makamları, kazada 18 kişinin öldüğünü açıklamıştı.
KAZADAN FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ...
Tren kazasında bir Türk'ün öldüğü kesinleşti
Ünlü modacı arkasında not bırakmış
McQueen'in geride bıraktığı notta ne yazdığı kamuoyuna açıklanmadı.
1996-2003 yılları arasında dört kez "Yılın İngiliz Modacısı" ödülünü alan McQueen'in, annesinin bu ay başında hayatını kaybetmesini ardından ağır bir depresyona girdiği bildirilmişti.
MCQUEEN'İN SIRADIŞI TASARIMLARI
Ünlü modacı arkasında not bırakmış
Regl ağrılarına akupunktur
Güney Kore'de Kyung Hee Üniversitesi Tıp Merkezi'ne bağlı Oriental Hastanesi'nde görevli Bilim adamlarının, yaklaşık 3 bin kadının dahil olduğu 27 araştırmanın sonuçlarıyla ilgili yaptığı değerlendirme, akupunkturun, menstrüel dönem ağrılarının azaltılmasında ilaçlar ya da bitkisel çözümlerden daha etkili olabileceğini gösterdi.
Bilim adamları yaptıkları değerlendirmede, "Akupunkturun, merkezi sinir sisteminde serotonin ve endorfin üretimini uyarması nedeniyle ağrıyı gidermede etkili olduğu yönünde ikna edici kanıt bulunduğunu" söyledi.
"Journal of Obstetrics and Gynaecology" dergisinin son sayısında yayımlanan değerlendirmede, akupunkturun, menstrüel ağrıların ilaç ve bitkisel ilaçlarla tedavisiyle kıyaslandığında ağrıyı önemli ölçüde azalttığının gözlemlendiği belirtildi.
Menstrüel dönem ağrılarının nedenleri bilinmezken, bazı kadınlarda ağrıya, karın bölgesinde şişkinlik, mide bulantısı, kusma, ishal, baş dönmesi ve baş ağrısı eşlik edebiliyor.
Genç kadınların yaklaşık yüzde 10'unun ağrıları nedeniyle bu dönemde işe gidemediği belirtiliyor.
Regl ağrılarına akupunktur
10. yüzyıla ait yazıt bulundu
Yazıtın, Kudüs Üniversitesinden Profesör Moşe Şaron'un ve ekibinin Eski Kent'in Yahudi mahallesinde yaptığı kazılarda bulunduğu kaydedildi.
Kazılarda üzerinde Arapça yazıların bulunduğu gaz lambalarının dışında, sikkeler ve Roma dönemine ait camdan bazı eşyalar da bulundu.
10. yüzyıla ait yazıt bulundu
Sevgilisini öldüren BBC muhabiri tutuklandı
Nottinghamshire kenti polisi, 70 yaşında bir kişiyi cinayet şüphesiyle tutukladığını belirtti, ancak isim vermedi.
Tutuklamanın, BBC'nin Pazartesi günü yayımlanan "Inside Out" programındaki açıklamalar üzerine yapıldığına dikkat çekildi.
Sevgilisini öldüren BBC muhabiri tutuklandı
3 kadına kırbaç cezası
Malezya'da 32 yaşındaki iki çocuk annesi Kartika Sari Devi Sukarno'ya geçen yıl bira içtiği gerekçesiyle kırbaç cezası verilmiş, ancak tepkiler üzerine ceza uygulanmamıştı.
3 kadına kırbaç cezası
Bu ağaç 4 mevsim açıyor
Daily Telegraph'ın haberine göre, Dr. Tomoko Abe ve ekibi, bu tehlikeye karşı, her mevsim açan, çiçekleri daha uzun süre dayanan, daha çok çiçek veren kiraz ağacı yetiştirerek cevap verdi.
Bu "süper kiraz ağacını" yetiştirmek için araştırmacılar, Keiou-Zakura 13 türü kiraz ağacının dallarında mutasyona yol açmak için karbon iyon huzmeleri kullandı. Bu dallar daha sonra aşılanarak Nişina Otome adı verilen yeni bir kiraz türü yetiştirildi.
Bu yeni tür kiraz ağacı, baharda çiçeklerin tomurcuklanması için bir soğuk hava dönemine ihtiyaç duymuyor. Bunun sonucunda da dört mevsim çiçek açabiliyor.
Dr. Tomoko Abe, 1990'dan beri hava sıcaklığının belirgin biçimde arttığını belirterek, kiraz ağaçlarının verimli şekilde açması için en az 8 bin saatlik soğuk havaya ihtiyaç duyduklarını, ancak ülke giderek ısındığı için bunun sağlanamadığını söyledi.
Bu ağaç 4 mevsim açıyor
17 Şubat 2010 Çarşamba
"Kont Dracula"ya para cezası
İstasyonda görevli polislerin yumuşatmayı başaramadığı kontrolörün ısrarı üzerine, "şakacı" yolcuya 40 avro para cezası verildi.
"Kont Dracula"ya para cezası
ABD savaş gemileri Hong Kong da
Pekin, yaklaşık iki hafta önce, Washington'ın Tayvan'a silah satışı nedeniyle ABD ile Askeri temasları askıya alacağını açıklamıştı.
USS Nimitz gemisinden yetkililer, 5 bin denizcinin bulunduğu gemilerinin, Afganistan'da savaşan Amerikan askerlerine hava desteği için Umman Denizi'nde 5 ay kaldıktan sonra geldikleri Hong Kong sularında 4 gün demirleyeceklerini bildirdi.
Bazı siyasi uzmanlar, Pekin'in, Amerikan savaş gemilerinin Hong Kong'da limana uğramasına izin vermesini, küresel Ekonomi ve diğer konulardaki işbirliklerine zarar vermemek için iki ülke ilişkilerinin daha fazla bozulmasını istemediği şeklinde değerlendirdi.
Vietnam Savaşı günlerinden itibaren, İngiliz sömürgesi sırasında, restoranları, barları ve dükkanlarıyla Amerikan denizcileri için favori bir uğrak yeri olan Hong Kong, 1997'de Çin yönetimine geçmesinden sonra yine Amerikan gemilerine ev sahipliği yapmayı sürdürdü. Ancak 2007'de Çin, bir Amerikan donanma gemisinin Hong Kong'a uğramasını son dakikada reddetmişti. Bazı uzmanlar, bunun nedeni olarak ABD'nin kısa süre önce Dalay Lama'ya ülkenin en büyük onur ödüllerinden Amerikan Kongresi Altın Madalyasını vermesini göstermişti.
ABD savaş gemileri Hong Kong'da
Davutoğlu nu Türkçe "hoşgeldin"le karşıladı
İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinin hem iki ülkenin hem de bölgenin çıkarlarına olacağını söyleyen Ahmedinecad, İran'ın Türkiye ile iyi niyet ve güven temellerine dayalı olarak ilişkileri sağlamlaştırmak istediğini söyledi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise İran'ın bölgedeki önemli rolüne dikkat çekerek, Türkiye'nin İran ile ilişkilerin güçlendirilmesine verilen önemi arttıracağını ifade etti. Davutoğlu ayrıca, Türkiye'nin İran ile ilişkilerini çeşitli alanlarda geliştireceğini kaydetti.
Davutoğlu'nu Türkçe "hoşgeldin"le karşıladı
"Kanser 2020 de 10 milyon can alacak"
Özbekistan Sağlık Bakanı İkramov konferansta yaptığı konuşmada, kanserin her şeye rağmen dünya genelinde kalp krizinden sonra ölümcül ikinci neden olarak durmaya devam ettiğine dikkat çekti. Her yıl 6 ila 7.5 milyon arasında hastanın kanserden öldüğünü dile getiren uzamanlar kapsamlı önlemlerin alınmaması durumunda bu rakamların yükselmesinin kaçınılmaz olacağını dile getirdiler.
Fransa Ulusal Kanser Enstitüsü Başkanı Prof. Davit Hayat ise kanserin giderek geniş kitlelere ulaştığının altını çizdi. Hayat, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda 2020'de kanser tanısı konulan kişi sayısının 20 milyonu bulacağını ve bunlardan 10 milyonunun aynı yıl içinde hayatını kaybedeceğini dile getirdi. Prof Hayat, kanserle etkili mücadele için devletler düzeyinde kapsamlı işbirliği, deneyim paylaşımı ve ek önlemler alma gibi çalışmalarının yapılması gerektiği kaydetti. Hayat, "Elbette bu denli yüksek bir rakamın kanserden ölecek olması kabullenemez. Sorunu durdurma adına uluslararası düzeyde ciddi çalışmalar yapılmalı. Öncelikle insanlar bilgilendirilmeli. Devletler, hükümetler, ilgili kurum ve teşkilatlar bir araya gelip yeni tedavi ve çözüm yolları bulmalı." diye konuştu.
"Kanser 2020'de 10 milyon can alacak"
Mossad ın suikast timi bilgileri çalmış
Ajanların İngiliz, İrlanda, Almanya ve Fransa pasaportlarını kullandıklarının ortaya çıkmasının ardından olayı hemen araştırdıklarını açıklayan İrlandalı ve İngiliz yetkililer, pasaportların sahte olduğunu açıkladı. İrlanda, Almanya ve Fransa da söz konusu pasaportların sahte olduğunu duyurdu.
Pasaportların İsrail'de yaşayan gerçek sahipleri ise şaşkınlık içinde. Melvyn Adam Mildiner, bilgilerin nasıl çalındığını bilmediğini belirterek, "Benim pasaportum yanımda ve hayatımda hiç Dubai'ye gitmedim." Dedi. Mildiner, bu işin lekesinden nasıl temizleneceğini düşündüğünü ifade etti.
"SAHTE PASAPORTLAR" İNGİLTERE'NİN GÜNDEMİNDE
İngiltere, önde gelen Hamas liderlerinden Mahmud el-Mabhuh'un geçen ay Dubai'de öldürülmesi olayının zanlılarının taşıdığı pasaportların sahte olduğunu bildirdi.
İki gündür ülkenin gündeminde olan ve bugün çok sayıda gazetenin sayfalarında yer alan habere göre, "El-Mabhuh'u öldürdüğü belirtilen şüpheliler, bazı İngiliz vatandaşlarının kimliklerini çaldı."
Guardian gazetesi, manşetine taşıdığı haberde, İngiliz yetkililerin, suikastçıların kullandığı altı İngiliz pasaportundaki isim ve numaralarla oynanmadığını, ancak resimlerin değiştirildiğini açıkladığını yazdı.
Haberde, kullanılan pasaportlardan birinin gerçek sahibinin Melvyn Mildliner adlı kişi olduğu ve bu kişinin İsrail'de yaşadığı, suikastla hiçbir ilgisinin olmadığını söylediği kaydedildi.
Gazete ayrıca, kullanılan diğer iki pasaportun da İngiltere ve İsrail vatandaşlıkları bulunan iki kişiye ait olduğunu, bu durumun da suikastın arkasında İsrail gizli servisi MOSSAD'ın bulunduğu iddialarını güçlendirdiği yorumunu yaptı.
Independent gazetesi ise ilk sayfasında, şüphelilerin suikastın yapıldığı otelin Güvenlik kamerası görüntülerinden alınan fotoğraflarına yer verdi. Gazetenin Orta Doğu muhabiri Robert Fisk'in de kaleme aldığı haberle ilgili yazıda, Dubaili bir kaynağın, Dubai güvenlik güçlerinin suikastta kullanılan altı İngiliz pasaportunun detaylarını bir İngiliz diplomata verdiğini, ancak "uygun bir karşılık alamadıklarını" söylediği aktarıldı.
Robert Fisk, "Bu doğruysa İngilizler, İngiliz pasaportlarının kullanılmasına duydukları öfkeyi ve yapılan sahteciliğin ayrıntılarını, neden bir hafta önce dile getirmedi" diye sorarken, şunları kaydetti:
"Biz İngilizler, Gordon Brown ve diğerleri, İngiliz olduğu varsayılan pasaportların katiller tarafından kullanılmasına aldırmıyor muyuz? Buna yanıt vermek için çok erken. Ama Dubaili yetkililerin açıklamadıkları başka bilgiler olduğunu da eklemeliyim. Dünya bekliyor."
Dubai polisi, Mahmud el-Mabhuh'un 20 Ocak günü kaldığı otelde öldürülmesinden sonra zanlılar hakkında tutuklama emri çıkarmış, zanlıların isim, resim ve pasaport numaralarını yayımlamıştı.
El-Mabhuh'un, Hamas için silah almak için Dubai'de olduğu bildirilmiş, Hamas, El-Mabhuh suikastından İsrail'i sorumlu tutmuştu.
Mossad'ın suikast timi bilgileri çalmış
Yeryüzünün gizemli şehirleri
Yeryüzünün gizemli şehirleri
Bu yerler milyonlarca $ kazandırıyor
Müzede, Oswald'ın Başkanı vurduğu altıncı kattaki pencerenin önü ve çevresindeki kitap kutuları aynen muhafaza edilerek ziyaretçilere gösteriliyor. Altıncı Kat Müzesi olarak isimlendirilen müzeye girmek için 25 dolar ödeyen ziyaretçiler, Kennedy'nin vurulduğu caddeyi aynı açıdan görebiliyor.
Ziyaretçiler ayrıca, Başkan Kennedy'nin, katili Lee Harvey Oswald'ın hayat hikayelerini, Kennedy suikastını araştıran Warren Komisyonu ile ilgili doküman ve fotoğrafları, suikast günüyle ilgili fotoğrafları, belgeleri görme şansına sahip.
*SADECE BİR RASTLANTI MI?
Bu yerler milyonlarca $ kazandırıyor
Kendini böyle havaya uçurdu
Üzerindeki canlı bombayı patlamak için ABD askerlerinin arasına giren canlı bomba, kendisini farkeden ABD askerleri tarnafından önce bacağından vuruldu. Bacağından vurulduktan sonra yerde kıvranmaya başlayan canlı bomba üzerindeki bombayı patlatınca can verdi.
Kendini böyle havaya uçurdu
İsrail e Sovyet anıtı inşa edilecek
Rusya ile İsrail arasındaki ilişkilerin gelişim pesrpektifi olduğunu kaydeden Putin, özellikle Tarım ve yüksek Teknoloji işbirliklerinin önemine işaret etti. Putin, "Sizin ürünlerinizin Rusya pazarında yer alabilmesi için gerekli desteği vermeye hazırız." dedi.
Rusya'nın kelimenin tam anlamı ile düper güç olduğunu, İsrail'in de teknoloji açısından süper güç olduğunu kaydeden Netanyahu, "İki ülke arasında ilişkilerin kurulmasının 20. yılını değil, aynı zamanda Nazi Almanya'sına karşı kazanılan İkinci Dünya Savaşı'nın da 65. yılı kutlanıyor. Hiç kimsenin Yahudilere karşı gerçekleştirilen soykırımın unutturulmasına gücü yetemez. Burada Sovyet Ordusu'nun katkısı da gözardı edilemez." dedi.
İSRAİL'E SOVYET ANITI İNŞA EDİLECEK
İsrail'in Rusya ve Sovyet Ordusu'nun İkinci Dünya Savaşı'ndaki katkısının anısına İsrail'de bir anıt yapmayı planladıklarını kaydeden Netanyahu, "Umut ediyorum, sizin İsrail ziyaretinizden önce tüm bunları hazır edebiliriz." şeklinde konuştu.
Rusya'da da bir Yahudi soykırım müzesinin inşası için Rusya Yahudi cemaati lideri ile görüştüklerini ifade eden Putin de özel bir girişim olmasına rağmen hükümetin bu konuda destek vereceğini kaydetti.
İran'a S-300 füze sevkıyatının gerçekleştirilmemesi ve Nükleer programı nedeni ile sert yaptırımlar uygulanmasını isteyen Netanyahu, Moskova'yı kısmen ikna etti. Kremlin gün içinde yaptığı açıklamada, Tahran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile şeffaf bir diyalog geliştirmemesi ve uluslararası toplumu ikna etmemesi durumunda yaptırımların ihtimal dışı olmadığı uyarısında bulundu.
Netanyahu'nun gün içinde Moskova'da temaslarda bulunan Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreou ile de yemekte bir görüşme yapması dikkat çekti. İran nükleer sorunu ile Yunanistan ekonomik krizini mukayese eden Netanyahu, iki krizin çözümü için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini söyledi. İsrail Başbakanı, İran nükleer programının durdurulamaması durumunda Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan'ın da nükler silahlara sahip olmak isteyebilecekleri iddiasında bulundu.
İsrail'e Sovyet anıtı inşa edilecek
Kamu Düzeni Müsteşarlığı kurulacak
Kanuna göre, İçişleri Bakanının başkanlığında Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu da oluşturulacak.
TBMM Genel Kurulunda kabul edilen ''Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'' ile kurulması öngörülen ''Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı''nın operasyonel görevi olmayacak.
Tasarıya göre, terörle mücadeleye ilişkin Politika ve stratejileri geliştirmek ve bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere İçişleri Bakanlığına bağlı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulacak.
Güvenlik kuruluşları ve ilgili kurumlar arasında terörle mücadele alanında gerekli koordinasyonu sağlamak, bu alandaki politika ve uygulamaları değerlendirmek amacıyla Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu kurulacak.
Kurul; İçişleri Bakanının başkanlığında, Genelkurmay İkinci Başkanı, Jandarma Genel Komutanı, MİT, Adalet, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları müsteşarları, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve Sahil Güvenlik Komutanından oluşacak. Gerektiğinde gündemle ilgili diğer kurum ve kuruluş temsilcileri de toplantıya davet edilebilecek.
İçişleri Bakanının daveti üzerine toplanacak Kurulun gündemi, Kurul üyelerinin görüşleri alınarak İçişleri Bakanı tarafından belirlenecek.
94 KİŞİLİK KADROYLA ÇALIŞACAK
Müsteşarlık merkez teşkilatına; Müsteşar, 2 müsteşar yardımcısı, 6 daire başkanı olmak üzere 94 kadro ihdas edilecek. Bu kadrolar, hukuk müşaviri, uzman, çözümleyici, programcı, mütercim, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, mühendis, istatistikçi, sosyolog, Psikolog, antropolog gibi unvanlardan oluşacak.
Müsteşarlık, gerekli görülen görevler için hizmet süreleri belirtilmek kaydıyla Müsteşarın teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile özel ihtisas ve araştırma komisyonları kurabilecek.
Müsteşarlığın, güvenlikle ilgili operasyonel bir görevi olmayacak.
Müsteşar, müsteşarlığın görev ve hizmetlerinin mevzuata uygun olarak yürütülmesinden, İçişleri Bakanına karşı sorumlu olacak.
İSTİHBARAT DEĞERLENDİRME MERKEZİ
Terörle mücadele alanında oluşturulacak politika ve stratejiler ile alınacak tedbirlere esas olmak üzere, ilgili birimlerden stratejik istihbaratın alınması ve değerlendirilmesi amacıyla doğrudan Müsteşara bağlı İstihbarat Değerlendirme Merkezi oluşturulacak.
Bu çerçevede, güvenlik kuruluşları ve istihbarat birimleri ile Dışişleri Bakanlığınca elde edilecek stratejik bilgi ve istihbarat bu merkezde değerlendirilecek.
Terörle mücadeleye yönelik strateji belirlemek amacıyla ihtiyaç duyulan istihbari bilgiler, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, MİT Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Müsteşarlığa verilecek. Bu bilgiler doğrultusunda yapılacak Analiz ve değerlendirmeler ilgili birimlerle paylaşılacak.
Müsteşarlık, Planlama, Koordinasyon ve Sosyal Destek Daire Başkanlığı, Araştırma-Geliştirme Daire Başkanlığı, İletişim Daire Başkanlığı, Dış İlişkiler Daire Başkanlığı ana hizmet birimlerinden oluşacak.
İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı adı altında yardımcı hizmet birimi bulunacak olan Müsteşarlığın, Strateji geliştirme Daire Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği ve Müsteşarlık Müşavirleri adı altında danışma hizmet birimleri olacak.
ON ''MÜSTEŞARLIK MÜŞAVİRİ'' ÇALIŞABİLECEK
Müsteşarlıkta, terörle mücadele alanında özel bilgi ve ihtisasından yararlanılmak üzere, Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki usul ve esaslarına bağlı olmaksızın, İçişleri Bakanının onayıyla, en çok 10 ''müsteşarlık müşaviri'' unvanıyla sözleşmeli personel çalışabilecek.
Personelin sözleşme usul ve esasları, müsteşarlık tarafından tespit edilecek. Kanuna ekli cetvelde belirlenen tavan ve taban ücretleri arasında kalmak üzere, müsteşarın teklifi ve bakanın onayıyla, aylık brüt sözleşme ücreti ödenecek.
Müsteşarlıkta sözleşmeli personel olarak istihdam edilenler için belirlenen esaslar çerçevesinde, ikramiye ve teşvik ikramiyesi ödenebilecek.
Bu şekilde çalıştırılma, sözleşme bitiminde kamu kurum ve kuruluşlarında herhangi bir pozisyon, kadro açısından kazanılmış hak oluşturmayacak.
YABANCI UZMAN
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığında, özel uzmanlık isteyen konularda kadro karşılığı olmaksızın, tam gün, kısmi gün, belli bir konu veya Proje bazında, konu ya da projenin süresi ile sınırlı tutulmak koşuluyla sözleşmeli personel ve yabancı uzman çalıştırılabilecek.
Başbakanlık merkez teşkilatında sözleşmeli personelin yararlandığı ücret artışlarından Müsteşarlıkta çalışan sözleşmeli personel de aynı usul ve esaslara göre aynen yararlandırılacak. Söz konusu personele, ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenecek.
Üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı çalışma yaptıkları tespit edilenlere, Müsteşarın teklifi üzerine Bakan onayı ile haziran ve aralık aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi verilebilecek.
Müsteşarlık, kanunla belirlenen görevleri yaparken, bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde çalışacak. Müsteşarlık tarafından istenen her türlü bilgi ve belge talebi, ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar tarafından gecikmeksizin yerine getirilecek.
ÖRTÜLÜ ÖDENEK
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi genel bütçeli bir idare olacak. Kanun kapsamında yürüttüğü ve gizlilik içeren işler için Müsteşarlık bütçesine örtülü ödenek konulacak.
Güvenlik politikaları ve sosyo-ekonomik politikaların uyumlu bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere, illerde İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürlüğü kurulacak. Bu nedenle İçişleri Bakanlığı taşra teşkilatına 81 atama yapılacak.
İçişleri Bakanlığının hazırlayacağı yönetmelikler, kanunun yayımı tarihinden itibaren 6 ay içerisinde yürürlüğe girecek.
KONUŞMALAR
Tasarının maddeleri ile ilgili önerge veren milletvekilleri eleştirilerini dile getirdiler.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, yargıda ''partizan'' yapılanma olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin Erzincan ve Erzurum'da yargıda yetki çatışmasını dehşetle izlediğini ifade eden Kart, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısının Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı hakkında davada açtığını anımsattı. Kart, ''İktidar mensuplarını bu yargılama kesmiyor. Yeni bir mekanizma devreye sokuluyor. Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı hangi karanlık odaktan güç alıyorsa Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir iş yapıyor. Buna yetkisi yok, Ceza Usulü Yasası açık. Bunu Başsavcının bilmemesi mümkün mü? Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının şahsında yargının tümüne gözdağı veriliyor'' dedi.
2007 yılında ABD'den 35 istihbarat uzmanının 3 ay süreyle görev yapmak Türkiye'ye gönderildiği, bu kişilerin halen görevlerini sürdürdüğü yolunda iddialar bulunduğunu öne süren Kart, ''Sayın İçişleri Bakanına soruyorum: Bu, doğru mu? Sayın Bakan cevap vermiyor. Sayın Bakan, siz Türkiye Cumhuriyetinin İçişleri Bakanı mısınız, yoksa birilerinin yarattığı karargahın taşeronu olarak mı görev yapıyorsunuz?'' diye konuştu.
Tasarının ''sakat'' olduğunu iddia eden Kart, Atalay'ın eleştirilere karşı somut açıklamalar yapması gerektiğini kaydetti.
Kart, tasarı ile İl Sosyal Etüt ve Proje Müdürlükleri oluşturulduğunu da anımsatarak, bununla ''Hitler Almanyasındaki 'gestapo' örgütlenmesinin getirildiğini'' savundu. Kart, kurulacak müsteşarlık görevine getirilecek müsteşara örtülü ödenek verilmesinin öngörüldüğünü belirterek, bu konuya açıklık getirilmesi gerektiğini vurguladı.
İzmir Bağımsız Milletvekili Harun Öztürk ise tasarıda terör tanımının yapılmadığını, böyle yasalaşması durumunda sivil toplum örgütlerinin hareketlerinin terör olarak değerlendirilebileceğini ileri sürerek, ''İktidara bu belirsizlik içinde yetki verilmesi, son derece tehlikeli olacaktır. TBMM bu yetkiyi vermemelidir'' dedi.
Öztürk, tasarıyla, iktidara yakın kişilerin personel olarak müsteşarlıkta görevlendirilebileceğini iddia etti. Öztürk, MGK'nın da tümüyle by pass edildiğini de savundu.
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek de Genelkurmay Başkanı ve MİT müsteşarının doğrudan Başbakan'a bağlı olduğunu, Genelkurmay 2. Başkanının da böyle değerlendirilebileceğini ifade ederek, ''Genelkurmay 2. Başkanı ve MİT Müsteşarı İçişleri Bakanının başkanlığında oluşturulacak kurulda yer alacak. Buradaki ilişkin nasıl olacak? Buradan çatışma çıkar'' görüşünü dile getirdi.
BDP Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, bugüne kadar konuyla ilgili birçok kurumun oluşturulduğunu, kurulacak müsteşarlığın da sonuç vermeyeceğini ileri sürerek, ''Konuya güvenlik mantığıyla bakmak sonuç getirmeyecek. Bu yasa, geri çekilmeli'' diye konuştu.
BDP Siirt Milletvekili Sırrı Sakık da konuya güvenlik mantığıyla bakılmasının doğru olmadığını iddia etti. Sakık, ''Otoriter anlayışla sorunlar çözüldü mü? Güvenlik yasaları Türkiye'yi özgürleştirmiyor. Türkiye'nin güvenlik değil, özgürlük yasalarına ihtiyacı var'' dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise ''süper müsteşarlığın'' kurulduğunu belirterek, ''Toplumu demokratikleştirmeden terörle mücadelenin mümkünatı yoktur'' dedi.
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, tasarıyı ''vatandaşı susturma kanunu'' olarak niteleyerek, ''dikta bir müsteşarlığın kurulduğunu'' savundu.
Genç, ''AKP iktidarına güvenmiyorum. Devletin kaynaklarını talan ettiler, ceplerini doldurdular'' görüşünü dile getirdi.
''CHP, FAZLA KARAMSAR''
Tasarının kabul edilmesinin ardından teşekkür konuşması yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, tasarıyla ilgili özellikle CHP'nin fazla karamsar göründüğünü ifade ederek, ''Ama göreceksiniz, mahçup olacaksınız. Etkili koordinasyon birimi olacak. Burada hayırlı işler yapacağız. Eleştirilerinizi de önemli görüyoruz. Çalışmalarımızda daima hatırlayacağız'' diye konuştu.
Tasarının yasalaşmasınin ardından Başkanvekili Nevzat Pakdil, yarın saat 13.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.
Kamu Düzeni Müsteşarlığı kurulacak
"Anayasaya aykırı"
Bozdağ, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklanması ve daha sonra HSYK'nın Erzurum'daki özel yetkili savcıların yetkisini kaldırmasıyla ilgili olarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hukuk devleti adına üzgün olduğunu belirten Bozdağ, ''Çünkü bugün hukuk devleti ilkesini en üst seviyede korumakla görevli ve yetkili olanların, maalesef hukuk devleti ilkesini nasıl ihlal ettiklerini, nasıl çiğnediklerini, yasaları nasıl eğip büktüklerine şahit olduk. Çok üzüldüm. Çünkü herkes bir yerden bakıyor'' dedi.
CMK'nın 250 ve 251. maddeleri kapsamında devam eden bir soruşturma bulunduğuna işaret eden Bozdağ, şöyle konuştu:
''CMK'nın 251. maddesinin birinci fıkrası çok açık; '250. madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, HSYK tarafından bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu suçlar, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığınca 250. madde kapsamındaki suçlara bakan ağır ceza mahkemelerinden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.'
Erzurum'da gündemdeki soruşturmayı yürüten savcılığın yetkisi yine HSYK tarafından verilmiş. Burada yürütülen suçlar da katalog suçlarla ilgili... Bunu özel yetkili cumhuriyet savcısı yürütür. Üçüncü fıkrada bir hüküm var; 'birinci suçlarda belirtilen suçları işleyenler, sıfat ve memuriyeti ne olursa olsun, bu kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerinde yargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş ve sıkıyönetim halinde Askeri mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır.' Soruşturma ile kovuşturmayı yasa ayırıyor. Soruşturma sırasında hakim olsun, savcı olsun ya da herhangi bir sıfatı taşıyan kişi olsun, 250. madde kapsamında yer alan katalog suçlardan herhangi birine dair hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldığı zaman, o soruşturma diğerleri gibi yürütülür. Bu noktada bir ayrım yok. Şu anda orada devam eden bir soruşturma var, başlamış bir yargılama yok. Soruşturma devam edip bitti, eğer soruşturmayı yürüten savcılar, dava açma gereği duydu ve davayı açtığında, o zaman yargılamayı özel yetkili ağır ceza mahkemesi değil de Yargıtay veya başka yer yargılayacaksa orası yargılar. Çok açık bu hükümler. Ama bütün bunlara rağmen tartışılması mümkün olmayan hükümleri tartışmaya açarak, başka kanunlarla irtibatlandırarak hukuk adına bir çarpıtma var.''
''YARGI GÖREVİ YAPANLARI ETKİLEMEYE TEŞEBBÜS, SUÇUDUR''
HSY'nın kararının yargı bağımsızlığına açık bir müdahale olduğunu savunan Bozdağ, şöyle konuştu:
''Hukuk devleti ilkesinin, hakim ve savcı teminatının açık bir ihlalidir. Çünkü HSYK'nın esas varlık nedenlerinden biri, yargı bağımsızlığı ve yargı görevi yapanların teminatını korumak ve kollamaktır. Ama şimdi bu kararla beraber HSYK, yargı görevi yapanları etkilemiştir. Adli yargıyı etkilemeye teşebbüs etmiştir. Böyle bir karardan sonra bütün tayin ve terfisi, meslekten uzaklaştırılması, HSYK'nın kararına bağlı olan hangi savcı ve hakim, hangi cesaretle, neye dayanarak bu soruşturmayı yürütecek veya kovuşturma olduğunda karar oluşturacak? Bu resmen ve alenen, devam eden soruşturmaya açık bir müdahaledir, adli yargılamayı etkilemeye açık bir teşebbüs suçudur. Yargı görevi yapanları etkilemeye açık bir teşebbüs suçudur. HSYK gibi yargı görevi yapanların üzerinde her türlü tasarruf yetkisine sahip bir kurulun yapmış olması, bunun vahametini ortaya koyan bir başka yaklaşımdır. Bu nedenle kabul edilemez bir davranış olarak görüyorum.''
''YARGIDAKİ SİYASALLAŞMA İKTİDARIN MÜDAHALESİ DEĞİL''
Bozdağ, Türkiye'de yargıya siyasal iktidarın veya iktidarların müdahale etme ve tasarrufta bulunma imkanı olmadığını belirterek, ''Çünkü yargıyla ilgili tasarruflar, HSYK'da nihai söz olarak söyleniyor. Şimdi devam eden bir soruşturma var. İktidar, bir savcıyı, hakimi görevden alabilir mi, görev yerini değiştirebilir mi? Onların üzerinde böyle bir tasarrufu yok. Bu tasarruf, HSYK'ya ait. Şu anda yargıda bir siyasallaşma olduğu açık. Bu siyasallaşma siyasi iktidarların müdahalesinden değil'' görüşünü ifade etti.
Bozdağ, şunları kaydetti:
''Düşünün Yargıtay Başkanı, yargının en tepesindeki kişi olarak, 'yandaş yargı' ifadesini kullanabilme yaklaşımını gösterebiliyor. Devam eden bir takım soruşturma ve davalar temyiz edildiğinde, Yargıtay'a gelecek. Yargıtay Başkanı, eğer 'yandaş yargıdan', şundan, bundan bahsedebiliyorsa, o zaman orada durup düşünmek lazım. Türkiye'de ne oluyor, yargı kendi içinde ne yapıyor? Bu kararlara bakıldığında insan ürperiyor. Hukuk devleti ve Türk demokrasisi adına, işin doğrusu bu yaşananlardan hicap duyuyorum. Olabilir şeyler değil. Bugün eğer Türkiye'de hukuk devleti ilkesi tam anlamıyla hayata geçmiş olsaydı, ne HSYK toplanıp böyle bir karar alabilirdi, ne de Yargıtay Başkanı böyle bir açıklama yapabilirdi. Yargı bağımsız olmalı, amenna ve tarafsız olmalı. Yargı herkese karşı tarafsız, bağımsız olmalı. Ama kendi ideolojilerine, kendi dünya görüşlerine karşı da bağımsız ve tarafsız olmalı. Hukuku, Anayasayı uygulamalı ve hukukun üstünlüğü ilkesini asla zedelememeli. Zedelenmesine imkan verecek yorumlardan da kaçınmalıdır. Ama maalesef bu son olaylar, bizim adli tarihimizi yazanlar yazacaktır. Türkiye'de yargının nasıl hukuk devleti ilkesini, Anayasa ve hukuku ihlal etiğini tarih yazacaktır. Bunlar övünülecek işler değil. Hukukçu olarak hicap duyuyorum. Gelecekte de bunları yazanlar, çizenler bunu Türk adli tarihinin övünülecek sayfaları arasında değil, üzülünecek sayfaları arasında yer alacaktır. ''
"Anayasaya aykırı"